12 Haziran 2024

ŞEBNEM'İN ANLATTIKLARI 2



" erkek takipçiden gelen bir hikayenin ikinci bölümüdür"
ek not: söz verip devamını göndermediği için kendisini şerefsiz ilan ediyorum:)) 

O günden sonra Şebnem, buluşacakları güne kadar başından gecen olayı ayrıntılı olarak düşündü. Karar veremiyordu önceleri, o gün yaşadıklarından sonra, kendisinde 20 yaştan büyük, otoriter, kültürlü, yakışıklı ve karizmatik adama çok bağlandığını, ona tamamen teslim olmayı, ne yaparsa, ne derse itaat etmeyi, kabullenmeyi, onun kendisine sahip olmasını, adeta kölesi olmayı arzu ettiğini düşündü. Geçirdikleri o çok zevkli saatler boyunca ne derse yapmış, yönlendirmelerine tereddüt etmeden uymuş, daha önce “bir erkeğin sikini ağzına alıp yalar emer misin” diye sorsalar, “emin değilim” diye cevap verecek durumdayken, o gün adamın, başı mor ve iri, taş gibi sertliğini az önce elinde hissettiği sikini, burnunun önünde dimdik sallanırken gördüğünde, onu ağzına alıp ağzında hissetmek içinden gelmişti. Bunları düşünürken diğer yandan Murat’ın evli ve çocuklu olduğunu, buna rağmen çapkınlığı hakkında dershanede dedikodular dolaştığını, bu ilişkiye adam evli olduğu için “metres ilişkisi” denileceğini, ailedeki en anlayışlı kişi teyzesine bile bunu açıklayamayacağını ve kendi ailesinin bu duruma kıyamet koparacağını, ayrıca tüm çevresinin bu durumu kınayacağını da düşünmekteydi. “Bu ilişkinin sonu yok” diyeceklerdi ve haklı durumda olacaklardı. Ayrıca aylardır peşinde olan arkadaş çevresindeki yakışıklı bir çocuk da ortak arkadaşları aracılığı ile “arkadaş olmak istediğini, anlaşabilirlerse niyetinin ciddi olduğu” haberleri göndermekteydi. Ancak onun da ailesinin kendi ailesi gibi oldukça tutucu olduğunu duymuştu, aile baskısından kaçarken bir de kocasının ve ailesinin baskısında kalmak istemiyordu hem Murat’ın yerini kimse tutamazdı. 

Buna rağmen bu ilişkinin de gerçekten sonu olmadığını görecek kadar aklı başından gitmemişti henüz. İki düşünce arasında gelip gitmekteydi, “Murat’ın yeri bambaşka, vaz geçemem, onun olmak, hatta kölesi gibi olmak istiyorum” düşüncesi ile “bu ilişki yürümez, çocuk yakışıklı, ailesi tutucu ama kendisi değil, ailemden kurtulmak ve Murat’ı unutmak için çözüm olabilir”. Bu ikilem  kendisini yiyip bitirmekteydi. O gün evden çıkarken o kafayla, keşke amımı da sikseydi bekâretimi verseydim” diye düşünmekteyken, artık yavaş yavaş düşüncesi değişmeye başlamıştı, yaşadığı çevre bekâret önem vermekteydi, çok istese de bekâretini vermenin uygun olmayacağını kararı ağır basmaktaydı.

“Amımı sikmesi dışında her şeyi ama her şeyi sonuna kadar yaşamak istiyorum, beni istediği gibi kullanmasını, zevkten zevke uçurmasını istiyorum, ilerisini göremiyorum belki de bu son buluşmamız olacak”. En son bunları düşündüğünde hem içini bir heyecan kapladı yaşayacakları için, hem de hüzünlendi, sonu olamayan bir ilişkiyi bitirmek zorunda kalacağı için. Bir yandan içindeki orospu yanı kabarıyordu, diğer yandan henüz yitirmediği aklı kabaran yanını bastırmaya çalışıyordu. Sevdiği adamın evine gideceği günün sabahı kararını vermişti amını siktirmeyecekti, bunun dışında yaşayacağı her şey ona zevk verecek ve ileride evleneceği adamın koynuna daha deneyimli ama bakire olarak girecekti. Aklından bunları geçirip karar vermeye çalışırken bir yandan da hayran olduğu adamı da düşünmekteydi. 

Murat ise o günün ertesinde eve gelen zaten bakire olmayan kızı sikmiş, ama bir gün önce Şebnemle yaşadığı zevki bulamamıştı. Ondan bir sonraki gün gelen kızı, daha önce sikmiş olmasına rağmen, bu defa kıza yüz vermemişti, hem yeteri kadar arzu etmemiş hem de performansını bir sonraki gün daha iştahla sikeceği Şebnem’e saklamıştı. Ayrıca bu işin sonu neye varacaktı, siktiği diğer kızlar pek bağlanmamıştı kendisine, ilişkiyi bitirmek kolay olacaktı diğerleriyle, ama Şebnem’in bağlandığını hissetmekteydi, evet kızı istediği gibi sınırsız kullanmak çok çekici geliyordu ama sonu kötü gelebilirdi, kızın geleceğinden ziyade kendi kariyeri ve geleceğini düşünmekteydi. Bu harika küçük orospunun amını da sikmeliyim dedi kendi kendine, kız öyle tutkulu gözüküyordu ki, amının sikilmesine çok istekli ve bekâretini umursamayacaktı, böyle gözüküyordu.

Elinde test kitapları eve doğru giderken, az sonra yaşayacaklarında, bekâreti dışında her şeyi serbestçe yaşayacağını düşünüyordu, artık yaşayacaklarına konsantre olmaya başlamıştı, erkenden gidiyordu ve dersten sonra akşam da başka bir arkadaşında ders çalışacağını söylemişti annesine, bugün zamanı boldu. Eve girdiğinde, sanki uzun süredir görüşmemiş gibi, hemen kapının yanında, birbirlerine sarılıp uzun uzun öpüştüler, dudakları sevgilisinin ağzında eriyip yok olacaktı neredeyse. “Çok özledim” dedi kız öpüşme bittikten sonra, bekâreti vermek dışında kölesi olmayı arzuladığını söylemedi, aklı başında, bu kadar kültürlü birisi izin almadan bakir amını sikmeye kalkmazdı zaten. Adam, kızı elinden tutup salona götürdü. Kız kanepeye oturduktan sonra mutfağa doğru giderken “hadi soyun bebeğim” dedi bu bir istek değil talimat gibi çıkmıştı ağzından, kız zaten hazırdı soyunmaya bunun için gelmişi eve, adamın talimat verir gibi konuşması için için hoşuna bile gitmişti. Ne içmek istediğini sormadan iki bira getirdiğini gördü mutfaktan, içki fazla içmezdi, sabah bira içmek ise alışık olduğu bir şey değildi, ama “sahibim” dediği adama itiraz etmeden birasına uzandı ve bir yudum aldı. 

Soyunmaya başlıyordu, sevgilisinin “ayağa kalkıp karşımda yavaş yavaş soyunmanı istiyorum” demesi üzerine, “neden? Oturarak daha rahat soyunurum” diye aklından geçmesine rağmen hiç sesini çıkartmadan ayağa kalktı ve salonun ortasında acele etmeden soyunmaya başladı. Adam “Bu çok iyi ya, itaatkâr, diğer kızlar olsaydı yine yaparlardı ama en azından neden diye sorarlardı” diye aklından geçirdi. Kız salonun ortasında filmlerde gördüğü striptiz sahnelerini acemice de olsa taklit etmeye çalışarak soyunuyordu, “tamam külot ve sutyen dursun üzerinde, onları ben çıkartacağım, arkanı dön biraz öne eğil o güzel yuvarlak kalçalarını seyretmek istiyorum” dedi. Tabii ki hemen denileni yaptı ama bu defa kendinden de bir şeyler kattı bu popo şovuna, arkasını dönüp öne eğilerek yaşıtlarına oranla göre gelişmiş yusyuvarlak kalçalarını sağa sola oynatmaya başladı. Birkaç dakika süren bu gösteriden sonra “off harikasın kız, tamam gel yanıma” dedi sevgilisi, hemen iki adımda adamın yanına geldi, “dur yüzünü bana dön dizlerime otur” denilince de hemen ata biner gibi kölesi olmayı istediği adamın dizlerine oturdu. Adamın şortunu kabartıp zorlayacak kadar sertleşmişti siki, karşısındaki her erkeğin aklını başından alacak memeleri bir an önce ağzına alıp emip ısırıp morartmak için sutyenin kopçası ile uğraşmadı, ellerini uzatıp ince sutyeni iki yanından bütün kuvvetiyle çekerek kopça kısmını yırtarak koparıp fırlatıp attı. Kızı belinin üst tarafından tutup hızla kendine çekti ve bir memesine ağzına alırken diğer memesini de avuçladı. Şebnem zevk deryasına tamamen dalmak üzereydi ama meme ucunun ısırılması, diğer meme ucunun da adamın iki parmağı arasında şiddetle ezilmesi bir an acı canını yaktı, ah diye çığlık attı, adamın duracağını düşündü, ama acı biraz daha şiddetlenmişti sanki. O an adamın bunu zevk için yaptığını fark etti, kendisine sunulan bu farklı zevki kabullenerek uymaya karar verdi, alışacaktı buna, belki de son buluşmaları olacak bu gün sevdiği adama bekâreti dışında kendini teslim etmeye gelmişti. Her iki göğsündeki acı bir artıp bir azalıyordu, tekrar çığlık attı ama adam başını kızın memesinden kaldırıp yüzüne bakarak, “bunun zevkine varmanı istiyorum, biraz daha dayanırsan zaten varacaksın” diyerek ağzını tekrar koyu kırmızıya dönmüş ve şişmiş meme ucuna gömdü. Şimdi yine aynı şekilde bir artan bir azalan şiddette ağzındaki meme ucunu dişlerinin arasında ezmeye devam edip, diğer meme ucunu da parmaklarının arasında ezmekteydi. Kız elini ağzına götürüp çığlık atmamak için elini ısırdı , gözlerinden yaş geliyordu, o anda bu durumdan hafiften zevk almaya başladığını hayretle fark etti, amı iyice ıslanıyordu, adamın dizlerinde ata biner gibi bacakları ayrık olarak oturduğundan, külotun kenarından amının suyunun sızdığını fark etti, az önce attığı iki acı çığlık şimdi yerini zevk inlemelerine bırakmıştı. Elini sevgilisinin ensesine koydu ve adamın başın ısırılan meme ucuna doğru bastırdı. Evet, kız bundan da zevk almaya başlamıştı, adam ısırdığı meme ucunu bırakıp diğer memenin alt tarafına ağzını dayadı ve memeyi alt tarafından dişleyerek bütün gücünle emmeye başladı, parmakları bu defa ısırılan meme ucunu ezmekteydi, kızın zevk inlemeleri artmış, amından sızmakta olan kaygan sıvı adamın kıllı bacaklarına ulaşmıştı. Bu defa kızın dişleyerek emdiği memesinin altındaki elini aşağıya uzatarak külotun üzerinden amını kuvvetle avucuna alıp sıktı, sonra elini yine külotun üzerinden bızırın üzerine denk getirerek parmaklarını bızır ile dudakların üzerinde dolaştırmaya başladı. Tam elini yukarı çekip külotun içine sokacaktı, kız hafif çığlıklar atarak titremeye başladı, geliyordu, o zaman parmaklarını külotun üzerinden bastırarak bızırı okşamaya devam etti, tahmininden erken boşalmıştı kız. 

Kızın boşalması sönmeye başlarken titremesi dinmemişti, “dur dayanamıyorum nefesim kesildi, amımı bırak lütfen” dedi. Adam amından elini çekti 15-20 saniye kendine gelmesini bekledi, kızın gözleri açıldığında “hadi yere çömel bacaklarımın arasına” dedi, kız halen orgazmın etkisinden çıkamamıştı, sersem gibiydi, içindeki hafif titremeler halen devam etmekteydi. Sesini çıkartmadan verilen talimata uyarak adamın önüne yere bacakları arasına çömeldi, “elini amının üzerine at ve amınla oynamaya başla “ben seni ağzından sikerken senin de amınla oynayarak ikinci orgazmını yaşamanı istiyorum” dedi. Adam hızla boksör şortunu çıkarınca başı mosmor olmuş taş gibi siki kızın burnun önünde sallandı, ne yapması gerektiğini anlamıştı, gözlerine yukarı doğru çevirerek elini hayran olduğu sike uzatıp dibinden kavradı ve ağzını açarak tutuğu sikin başına doğru yaklaştı, diğer eliyle de külotunun içerisinde bızırıyla oynamaktaydı. Bu defa kendinin ağzıyla sundu sahibi olan adama, göz gözeydiler, “evet böyle, gözlerini ayırma benden seni ağzından sikerek boşalacağım, boşalırken o güzel gözlerine bakmak istiyorum” dedi adam. Kızın başını iki elinin arasın aldı sikine doğru çekip bırakmaya başladı, kız ağzına girip çıkan siki diliyle damağının arasında ezerek emiyordu, “evet evet devam et gelmek üzereyim, seni o güzel dudaklı ağzından sikerek geliyorum orospu” diye haykırdı sevdiği adam, eliyle de hızla bızırını ovalıyordu, kız, sönmek üzere olan orgazmını yeniden yakalamak üzereydi, ağzından sikilerek boşalacaktı bu defa. Halen gözlerini ayırmamıştı adamdan, orospu lafını ilk defa duymuştu Murat’ın ağzından, kuzeni Zühal’in dediğini hatırladı o anda ““erkekler ağzına boşaldığında hem çok zevk alırlar hem de ne kadar orospu olduğunu göstermiş olursa onlara” demişti. 

Evet, şu anda ne kadar orospu olduğunu göstermekteydi sahibine. “Ahhh diye inlemeyi duyduğu anda ağzına kaygan sıcak meniler fışkırmaya başlamıştı ki adam “yutma bekle” dedi kısık bir sesle, boşalmaya devam ediyordu, ağzına dolan meniler taşmak üzereydi, ister istemez yutkununca ufak bir yudum kaçmış oldu gırtlağına dayanan meniden, ama çoğu ağzındaydı halen, adam, boşalması sona ererken sikinin ucunu kızın dudakları arasında tutarak sikini arkadan öne doğru sıktı, son damlaları da kızın ağzına bırakıyordu. Sikini ağzından çekip, kıza “hadi aç ağzını göster bana ağzına boşalttıklarımı” dedi, kız yine göz göze olarak ağzını açıp gülümseyerek ağzındaki beyaz sıvıyı sahibine gösterdi, “tamam güzel, yutabilirsin” lafını işittikten sonra, hepsini bir defada boğazından aşağıya yuvarladı. Tadı değişik hoşlanmıştı, genzinde hafif bir yanma hissetti sirke tadını andıran.

Çok kısa arayla ikinciyi ilkine bağlayarak yaşadığı orgazm, sersemletmişti, adamın, “kalan biranı iç, kendine gelirsin” diyerek uzattığı birasını aldı, içmek istemiyordu aslında, az önce yuttuğu, genzini hafifçe yakan meninin tadının ağzında kalmasını istiyordu ama isteği yerine getirmek için birayı bitirmeye çalışarak dikti kafasına. Meme uçları sızlıyordu, az önce hissettiği acının verdiği hazla erken gelen şiddetli bir orgazm yaşamış, ancak şimdi sadece sızı kalmıştı, fakat, az önceki hazzı hatırlatan tatlı bir sızı. Isırılan göğsünün ucunun bir kısmı, sanki kanamış gibi koyu kırmızı, geri kalan yerleri morarmıştı, parmakla ezilen diğer uç mosmor olmuş, memenin alt tarafında ise diş izleriyle beraber morluk vardı. Banyoya gittiğinde “orospu olduğunu sevdiği adama kanıtladığı günün anısı olarak” göğüslerinin bu şekilde resmini almalıydı. Elindeki boş şişeyi sehpaya bırakarak kanepeye uzandı. Adam salonda değildi içeriye bir yerlere gitmişti, daha önce hiç dikkatle bakmadığı salonu inceledi uzandığı yerden, güzel döşenmiş bir evdi, o sırada adam içerden gelip elinden tutarak kaldırdı, “hadi yatak odasına geçelim” dedi, bunu beklemiyordu, şaşırmıştı, evli bir adamın karısını siktiği yatağa götürülmek hoşuna gitmişti, birlikte el ele yatak odasına yürüdüler.

Salonda başlayan ateşli sevişmeden sonra adam, karısıyla yaptığı sıradan, zevksiz sikişmelerin intikamını alırcasına, kızı, karısının yatağında, duvarda asılı evlilik resimlerinin önünde doyasıya sikmek istiyordu. Bu, adam için de bir ilkti, daha önce eve getirdiği kızların hiçbirini karısının yatağında sikmemişti. Oldukça geniş bir yatak odası ve normalden büyük kocaman bir yatak, yan taraf boydan boya kapakları ayna kaplı bir dolap, karşı duvarda perdeleri kapalı büyük bir pencere, perdeler siyaha yakın bir koyu bordo renk olduğu için gündüz olmasına rağmen içerisi karanlık sayılırdı. Işığı açılınca tavanın kenarlarında gömülü gözükmeyen kaynaktan gelen ışıkla oda aydınlandı, “seni sikerken birbirimizi görmemizi istiyorum, uzan yatağa” dedi sevgilisi. Şebnem, değişik bir hisle yatağa uzandı, evli bir kadının yatağında kocasıyla beraber olacaktı, şimdi tam bir orospu gibi hissediyordu kendisini. Adam kızın kolunu kaldırıp ağzını ince kısa seyrek kılları olan koltuk altına gömüp somurmaya başladı. Dişleri derisinde hissediyordu, adam başını kaldırıp “boş durma, sen de diğer elinle memelerini tut sıkarak oyna” dedi, adamın eli de kızın tüylü amındaydı, bu defa doğrudan elini külotun altına sokmuştu, parmaklarını amın ıslak dudaklarında gezdirdikçe ıslaklık daha da artıyordu. Kızın amının bol ıslanmasını istiyordu.

Koltuk altının morartırcasına somurulmasından canı yanmaya başlamıştı kızın, canı yandıkça da aldığı zevk artıyor amı daha çok sulanıyordu, üstelik amının kaygan dudakları üzerinde aşağı yukarı sürterek dolaşan parmaklar da olunca amı neredeyse şelale gibi olmuş, artık kalçalarının arasından aşağıya sızmaya başlamıştı, kız, avucundaki memelerini daha kuvvetli sıkmaya başladı. Erkek, dilini kızın ipek gibi teninin üzerinde gezdirerek amına doğru yaklaşırken, kızın poposunu havaya kaldırarak yardım etmesiyle minicik siyah külotunu yırtarcasına çekerek hızla çıkarıp fırlattı. Şimdi dili kızın amının hemen üst kısmındaki tüylü bölgede dolaşıyor, amın dudakların hayli ıslanmış olan parmakları aşağı sızan am suları boyunca devam ederek kızın daracık göt deliğine doğru gidiyordu. Daha önce olduğu gibi önce orta parmağını amdan sızan kayganlıkla yeterince yumuşamış olan göt deliğe dayayıp kısa bir süre ovaladıktan parmağını sonra dibine kadar içeri soktu, kız götüne dibine kadar giren parmağın etkisiyle irkildi, poposunu parmak daha da girebilsin diye biraz havaya kaldırdı, adam parmağını sıkan daracık deliğin içerisinde kımıldatmaya başladı, parmak götün içinde gömülü olarak içeriden yukarıya, ama doğru kıvrıldıkça kız irkilerek inliyordu, o anda ikinci parmağı da daldırdı kızın götüne, kız gelmeye yaklaşmıştı, kalçalarını yukarı aşağı oynatıyordu, adam dilini halen kıllı bölgede dolaştırıyordu, bızıra dil atarsa bu kadar zevke dayanamayan kız hemen gelebilirdi, bunu istemiyordu. Şimdi kızın götündeki iki parmağını burgu gibi kıvırarak sokup çıkarmaya, kızı parmaklarıyla götünden sikmeye başlamıştı.

Bu harekete devam ederek diz üstü doğruldu, kızın bir bacağını kaldırarak bacaklarının arasında kıza doğru diz üstü durup kenardaki minderi, çekerek kızın kalçalarının altına koydu, “ellerini atıp kalçalarının altından tutarak ayır şimdi kalçalarını, iyice açılsın götün” dedi, sikinin başını önce amın dudakları üzerinde gezdirerek kayganlaşmasını sağladı sonra kızın az önce iki parmağın girmesiyle biraz genişleyen göt deliğine sikinin başını dayadı, diğer elinin başparmağını bızırın üzerine getirip hafifçe bastırdı, kız kımıldadıkça bızır elinin altında sağa sola kayıyordu, kız doruğa doğru yaklaşıyordu, adam kızın göt deliğine dayadığı sikini içeri doğru kaydırmaya başladı, başı girmişti sikin, biraz daha yüklenince kız çığlık atarak “canım yanıyor” dedi, “yanacak orospu götünden sikiyorum seni, tabi yanacak” kız itiraz edemedi, kabullenmek zorundaydı hem zevkli bir şey yapıyordu, o arada canın yanması katlanılabilir durumdu, hem de artık canın yanmasını kısa bir süre zevke dönüşeceğini öğrenmişti, dişlerini sıktı, sik yavaş yavaş götünün derinliklerine indikçe inlememek için kendini zor tutuyordu, gözünden bir damla yaş gelmişti, erkeğin kasıklarının kalçalarına dayandığını fark edince sikin dibine kadar içine kadar girdiğini anladı, acı hafiflemiş yerini zevke bırakmaktaydı. Götünü genişleterek giren kalın sikin içini doldurmasını hissetmek çok zevkli gelmişti, götündeki sik girip çıkmıyor ama erkeğin kalçalarını sağa sola sallamasından dolayı kendini saran sımsıkı götün içinde hafif hafif hareket ediyordu. Dişilik içgüdüleriyle o da kalçalarını sağa sola sallayarak cevap verdi, bızırın üstündeki başparmak daha da bastırarak hareket ediyordu, adam sikinin başının ucu içeride kalacak şekilde kızın götünden çekti ve sik içeriden tamamen çıkmadan tekrar içeri doğru yavaşça yüklendi:


Bu sefer kız daha az acı hissetti, artık götünün sikilmesinden aldığı zevk acıyı bastırmıştı. Şu anda kızın bacakları havada, kalçalarının altında minder, karşısındaki adamın gittikçe artan bir hızla için girip çıkarak götünden sikilmekteydi, kız bu zevke dayanamadı, inleyerek sarsılmaya başladı ağzında mırıltılarla çıkan zor anlaşılır şekilde, “sik götümü, orospunum senin, sik orospunun götünü” diye inledi. Adam iyice hızlanıp pompalayarak sikmeye devam ediyordu elleriyle kızın bacaklarını kavramıştı, altında, ne dediği anlaşılmayan bir şeyler mırıldanarak ve kollarını açıp çırpınarak gelmekteydi, adam da doruğa yaklaşmaktaydı, bir an başını yan tarafına çevirdi, kızın yanı başında duran ayağına uzattı ağzını, mor ojeli ayak parmaklarına dil atmaya başladı, dayanamıyordu kız azalarak da olsa çırpınmaya devam ediyordu, “geliyorum orospu götüne boşalıyorum orospum benim diye bağırarak boşalmaya başladı. İkisinin de boşalması sona erdiğinde, adam artık sertliğini kaybetmeye başlayan olan sikini kızın götünden çıkarmamaya dikkat ederek kızın poposunun altındaki minderi çekti ve kızın üzerine bıraktı kendini, kızın yüzüne öpücükler kondurmaktaydı.

İkisi de kısa bir süre yan yana uzanmış olarak konuşmadan dinlendiler, Sabah sabah içmeye alışık olmadığı bira ve arka arkaya dolu dolu yaşadığı orgazmlardan sonra kendisini biraz yorgun gibi hissetti ama bugünün tadını sonuna kadar çıkartmalıydı, belki de sonrası olmayacaktı. Götünü, hem de ilk defa olarak siktirmişti bugün,” çok zevkli bir deneyimdi” diye düşündü, bekâretini bir sonraki sevgilisine saklayıp bu gün orospusu olduğu adamın gücü yettiği kadar tekrar tekrar götünü sikmesini istiyordu. Bunu düşündüğünde amından karnına doğru yayılan hafif bir karıncalanma hissetti. Gözleri kapalı yarı uykulu olarak yatakta bunları düşünürken, elini yan tarafta uzattığında yatakta tek başına olduğunu fark etti, mutfaktan tıkırtılar geliyordu, gözlerini kapatıp o anın hazzını yaşayarak dinlenmeye devam etti. Biraz sonra sevgilisi elinde büyük bir tepsiyle geldi, eliyle hazırladığı iki kocaman sandviçin bir tanesini uzattı, iki de bira getirmişti. Biralar şişede değil saplı büyük bardaklara konuşmuştu, itiraz edemeyeceğini öğrenmişti, sahibi bira getirdiyse içecekti. Uzanıp birasını aldı, sandviçinden ısırmadan önce birasından iri bir yudum içti. Sevgilisine baktı, o da kendisine bakıp gülüyordu, sormadan cevap geldi “evet bu defa biraları votkalı getirdim, ben böyle severim birayı ama aç karına votkalı bira ağır gelebilir diye öncekiler votkasızdı, birer şat votka koydum bunlara” dedi adam. Sandviçlerini yerken adam her defasında birasını içerken bardağını kaldırıp çinçin diyordu ve onun da bardağını kaldırmasını bekliyordu, sandviçler biterken biraları da bitmişti. Yatağa dökülen tek tük kırıntıları ikisi birlikte tepsiye toparladılar. Adam tepsiyi götürdüğü mutfaktan bu defa da iki bardak birayla dönmüştü, “bunu da hemen içersem sikişecek halim kalmayabilir” diye düşündü. Biralarından birer yudum aldıktan sonra bardaklarını başucu komodininin üzerine bırakırlarken adam kızı yatağın kenarına doğru getirdi ve buyurgan bir tavırla “dizlerinin üzerinde dur, öne doğru iyice eğil, ellerini arkaya uzat, kalçalarını ayır” dedi, kız söylenileni yaptı. Yüzü yatağa dayalı poposu havada, ayakları yatağın kenarından dışarı taşmıştı, adam kızın arkasında, yerde diz üstü durduğunda yüzü kızın ayırdığı kalçalarının hizasına gelmişti, kızın bacaklarından tutarak kendine çekerek yüzünü kızın kalçalarının arasına gömdü. Dili göt deliğinin kâh üzerinde kâh kenarında daireler çizerek dolaşmaktaydı, kızın ağzından o anda “offf” diye bir inleme çıktı, arkasındaki dil darbeler vurmaya bırakmış, göt deliğini zorluyor, ucu deliğe girip çıkıyordu, “kız içinden “keşke dili daha uzun olsaydı” diye geçirdi. Dili göt deliğini zorlayarak yoklarken adamın bir eli kızın kalçasını pençeleyerek tırnaklarını etine batırıyor, diğer elinin orta parmağı da bızırın üzerinden başlayıp arkaya doğru amın çoktan sırılsıklam olmuş dudaklarının üzerinde ileri geri hareket ederek okşamaktaydı.

Kızın inlemeleri artmış, kalçaları da adamın dil hareketlerine uyarak havada hafif dairler çiziyordu. Adam, başını kalçaların arasından kaldırıp, salyalarıyla kayganlaşmış olan kızın götünün deliğine bu defa doğrudan iki parmağını dayadı, parmakları hemen içeri sokmayıp deliği ovalayarak yavaş yavaş içeri kaydırmaya başladı. Zevkten kasları gevşeyen kız almaya hazır ve zaten bunun için istekliydi de. İki parmak kızın deliğine sonuna kadar gömüldükten sonra yavaş bir şekilde girip çıkmaya başladılar, kızın inlemeleri arka arkaya atılan hafif zevk çığlıklarına dönüşmüştü, kız başını yan tarafa doğru çevirdiğinde yan taraftaki dolabın kapaklarını boydan kaplayan aynada, arkasında kendini iki parmağıyla sikmekte olan sevgilisiyle göz göze geldi, kendini kaptırdığı zevkten çevresini, yandaki tüm duvarı kaplayan dolabın boydan boya ayna olduğunu unutmuş, bakmak aklına gelmemişti, aynada kendisini, başı yatağın çarşafına gömülmüş, beli çukur, poposunu da alabildiğince havaya kalkık olarak götünden parmakla sikilerken görmek ve siken sevgilisiyle de göz göze gelmek azgınlığını iyice artırmıştı. 

“Nasıl orospu, kendini sikişirken seyretmek” diye sordu adam, aslında konuşacak cevap verecek hali yoktu, çenesi titriyordu, kısık bir sesle zorla cevap verdi ama konuşmaya başlayınca sesi açıldı, “oohh harika bir manzara sik beni erkeğim, sik götünden orospunu, sik köleni, doyur götümü” diye inledi. Murat parmaklarını kızın götünden çıkararak ayağa kalktı ve sikini kızın götüne dayadı, sikinin başını sivri kısmını deliğe yerleştirip kızın kalçaları iki yanından kavrayıp öne doğru yüklendi, iki parmakla az önce açılmış olması gereken delikten siki yine de zorlanarak içeriye kaydı, daracık göt sikini sanki avuçla tutup sıkıyor gibi kavramış, sıkıştırıyordu, sik kızın götüne dibine kadar gömüldüğünde ikisinin de ağzından derin bir bir “ohhh” inlemesi duyuldu. Ritmik ama yavaş bir şekilde kızın götüne gidip gelmeye başladı. Şimdi, ikisinin de gözleri aynada, görüntülerini bir porno film gibi izliyorlardı ama bu kez izledikleri, kendilerinin oyuncu olduğu bir pornoydu.

Murat’ın kızın götüne gidip gelerek pompalaması yavaş tempoyla devam ediyordu, boşalmamak için kontrollü gidiyor, hızlanmıyordu, ancak kız öyle değildi, erkeğinin yönlendirmesiyle domalıp götünün deliği yalanmaya başladığı andan itibaren yükselen hazzı, götüne sikin girmesiyle iyice artmış, aynada kendisini bir orospu gibi, “sahibim” dediği adam tarafından domaltılarak götünden sikildiğini izleyince dayanacak hali kalmamıştı. Aynada kendisini izlemek Zühal’in gösterdiği porno dergilerdeki sikişen orospuları hatırlatıyordu ama bu çok daha zevkliydi, çünkü aynada izlediği sikişen orospu kendisiydi. Gözleri kapandı, ağzından hırıltılarla birlikte “ooooh sik beni sik beni” diye tekrarlayarak çıkardığı kelimelerle birlikte titremeye başlamıştı, adam sikini dibine kadar sokup kımıldamadan durdu, kızın orgazmını şiddetlendirmek için elini alttan atıp bızırını parmaklarının arasına alıp hafif sıkıp bırakmaya başladı. Şebnem'in titremeleri şiddetlenerek devam ediyor ağzından ne dediği anlaşılmayan hırıltıyla karışık sesler çıkıyor, amından sızan sular, bacaklarından kayarak yatağa akmaktaydı. Titremeler ve hırıltılar hafifler gibi olunca adam durmadı, siki halen kızın götünde ama kımıldamadan tutuyordu, fakat kız titreyip kımıldadıkça taş gibi olmuş kalın sik içerde daracık götün çeperlerini zorluyordu. Ufak bızırını sıkıştırmaya devam etti, kızın hafifleyen titremeleri tekrar hızlandı, kollarını çırpınarak yatağa çarpıyor, tiz çığlar atıyordu. Başını çarşaftan kaldırmış sağa sola sallıyordu, iki gün öncesi buluştuklarından beri en şiddetli orgazmını yaşıyordu, kızın bütün vücudu arka arkaya kasıldıkça zaten daracık olan götü de bu kasılmalarla birlikte kasılarak adamın kavradığı sikini sıkıp bırakır gibi olmaktaydı. Boşalmamak için zaten zor tutuyordu kendisini ama artık tutmaz olmuştu sikini çırpınmakta olan kızın götünden hızla ucuna kadar çekip tekrar son bir kez dibine kadar hızla yüklenirken inleyerek boşalmaya başladı. 

Kız bütün zevkinin yoğunlaştığı deliğinde göt kaslarıyla sıkıca sarmış olduğu sikin boşalma kasılmalarını götünde hissedince azalmakta olan titreme ve hırlamaları yeniden yükseldi, az önceki çığlıklar ve çırpınmalar aynı şekilde tekrarlanmaya başladı, ara vermeden arka arkaya üçüncü orgazmını hem de her biri diğerinden şiddetli yaşıyordu. Adam boşalması bitip küçülmekte olan siki, kızın götünün kasılmalarıyla kendiliğinden dışarı çıkmıştı, kız bilinçsiz olarak kendini öne doğru bırakarak yüzükoyun uzandı, adam da yatağa çıkıp yanına uzanıp kıza sarkasından sarıldı, ikisinin de yönü aynı tarafaydı. Titremeler, sık kesik nefesler azalmış ama bitmemişti, arada bir de hafif sıçrar gibi oluyordu vücudu, adam kıza iyice sokularak fısıltıyla sordu “nasılsın?” aldığı cevap ilginçti, kızın ağzından zorla ve heceleyerek kesik kesik çıkan “hal-en gel-meye de-vam edi-yor-um” cümlesi şaşırtmıştı adamı, içinden, “çok hoş, kız resmen isterik, orospu ruhlu ve çoklu orgazmik” dedi.

Bitkin bir vaziyette titremeleri azalarak devam ediyordu. Adam bir süre sarılmış olarak kızın titremelerini hissetti, daha önce de çoklu orgazmik kadınlarla karşılaşmıştı ama bu daha başkaydı, yaklaşık 3-4 dakika kadar daha devam eden titremeler bitince kızın uykuya dalacağını tahmin ederek, komodinin üzerinde duran birasını alıp mutfağa yöneldi. Mutfakta votkalı birasını bitirip ikinci votkalı birasını hazırladı. Performansını kızın çok ateşli oluşuna ve dün gece yatmadan bir tane ve bu sabah erken kalkıp, kız gelmeden iki saat önce aldığı haplara borçluydu, fakat vücudu ve deneyimleri ona performansının haplardan daha çok kızın bu kadar ateşli ve orospu ruhlu olmasına borçlu olduğunu söylüyordu.

Mutfakta ikinci birayı da bitirdikten sonra buzluktan çıkardığı votkadan bir şat alıp, yatak odasına geri döndü. Kız, kısa uyuklamasından, gözlerini ovalayarak uyanıyordu, yanına uzandı, arkalarına ikişer yastık koydu ve kıza komodinde duran birasını uzattı. Şebnem yine itiraz etmedi ama bu kez, “olur, sen verdikten sonra tabi içerim ama ben sarhoş olmaya başladım galiba” dedi, sesi hafif içkili olduğunu belli ediyordu. “Çok iyi hissediyorum kendimi, bu sadece çok güzel seviştiğin bana bu konuda da eğitmenlik yaptığın için değil, ” dedi, nedenini tam olarak açıklayamıyorum ama sanırım senin orospun, cariyen olmak bana kendimi iyi hissettiriyor” Ağzından çıkan cümleye kendi de şaşırmıştı. Elindeki bardağı kafasına dikti ve boş bardağı yan tarafındaki komodine bırakarak dönüp vücudunu adamın vücuduna yaslayarak dudaklarını ağzına uzattı, dudakları adamın ağzına girip emilmeye başlandığında elini aşağılara attı, elindeki sik tam sertleşmiş değildi ama sertleşmeye de başlamıştı. Adamın dudaklarını emesi şiddetlenip kendisine sarıldığında elindeki sikin sertleştiğini hissetti. Adam öpüşmeyi bırakarak sabah olduğu gibi, dilini kızın teninde gezdirerek amına doğru ağzını yaklaştırdı ama bu defa kendi kalçalarını da kızın yüzüne doğru yaklaştırmıştı, siki kızın yüz hizasına geldiğinde kıza doğru hafif yan döndü, kız önünde dimdik duran sike elini uzatıp tuttu, yine Zühal’in gösterdiği dergilerdeki bir birini aynı anda yalayan çiftler aklına geldi, 69 demişti buna Zühal, uzanıp elindeki sikin başını emmeye başladı. Klitorisinin üzerindeki dil hareketlerine uyumlu olarak başını ileri geri oynatmaya başladı, dudaklarının arasındaki sikin başı bu hareketle ağzına girip çıkıyordu artık.

Adam aniden bacağını kızın diğer tarafına atarak kızın üzerine çıktı, şimdi aynı dergilerdeki gibi olmuşlardı, adam üstte kız alttaydı, adam kalçalarını oynattıkça siki kızı ağzından siker gibi ağzına girip çıkıyordu. Bu harika duyguydu, sik ağzına girip çıkarken aynı zamanda amı yalanıyor, amındaki dil klitorisi ile amının dudakları arasında gidip geliyordu. Kız ağzındaki siki tutku dolu bir şiddetle emmeye başlamıştı, sikin dibinde, gözünün hemen önünde sallanan toplara elini uzatıp avucuna aldı, avucunda hafif hafif oynamaya başladı. Adam bu kadarına dayanamayıp boşalmak üzere olduğunu fark ederek kızın üzerinden kalkıp yanına tekrar uzandı ve kan oturmuş, çevresi dâhil morarmaya başlamış meme ucunu yine sabah olduğu gibi ağzına alıp emmeye başladı, elini de kızın amına uzatıp amını önce avuçladı ve sonra orta parmağını ıslak dudakları üzerinde gezdirdi. Alta doğru gelince dudakların arasından amın girişi üzerinde bastırmadan orta parmağını dış dudaklar arasında gezdirmeyi denedi. Kız amının bu defa değişik biçimde oynanmasından aldığı zevkle kalçalarını oynatmaya başladı, meme ucu tekrar zevkle karışık acımaya başlamıştı, ilk anda acı ön plandayken memesinin ezilmesi arttıkça acı artacağına yerini zevke bıraktı amının girişinin dışında dolaşan orta parmak da çılgına çevirmişti. İnleyerek kalçalarını oynatmaya başladı gelmeye yaklaşıyordu, kalçalarını hızla oynatıyordu, birden amının içine doğru belli belirsiz bir acı hissetti ama aldığı haz daha da artmıştı, adam durdu ve doğruldu, kız ne olduğunu anlamamıştı, başını öne doğru eğip dizlerinin üzerinde doğrulan adama baktı. Önce adamın yüzündeki biraz şaşırmış gibi duran tuhaf ifadeyi gördü, sonra adamın yukarıda tuttuğu elinin orta parmağındaki belli belirsiz kanı fark etti, şok olmuştu, amının girişini okşarken sevgilisinin orta parmağı amına girmişti. Evet bu ilişki, çok güzel, çok zevkliydi, yaşadığı bu iki gün içerisinde yaptıkları her şey kendisini çok iyi hissetmesini sağlamıştı. Bu güne kadar ne ailesinde ne de başka kimsede bulamadığı “kendini iyi hissetme” duygusunu bu ilişkide buluvermişti ama sonu olmadığı kesindi, yaş farkı, statü farkı, adamın evli ve çocuklu oluşu gibi her yönüyle çok da uzun sürmeden, bitmeye mahkûm bir ilişkiydi. Gece boyu bunları düşünmüştü, şimdi aklından hızla bunlar geçmekteydi, bundan sonraki sevgilisine veya belki evleneceği adama saklamayı planladığı bekâreti şimdi bir anda yok olup uçup gitmiş, geriye sadece sevgilisinin parmağındaki iki küçük damla kan kalmıştı. 


Kendini toparlamak zorundaydı, “Silme lütfen parmağını, bana aynı biradan bir tane daha getirmeni ve bir süre beni yalınız bırakmanı rica ediyorum” dedi adama. İki dakika sonra adam birasını diğer eliyle getirip uzatmıştı, kanlı parmaklı elini havada tutuyordu, odadan dışarı çıktı. Kız birayı içerek soğukkanlılığını toplamaya çalışıyordu, yapacak bir şey yoktu, adama “yapacağın her şeyi istiyorum ama bunu değil” demediği için kendisini suçluyordu, kaza olduğuna inanmak istiyordu, amının girişi okşanırken belki de kalçalarını o kadar hızlı sallamamalıydı. Kaza olduğuna ikna etmeye çalışıyordu beynini. İri yudumlar alarak bitirmek üzere olduğu birasından bir yudum daha alarak durdu, şoku atlatıyordu, kafası tekrar çakırkeyif olmaya başlamıştı. Diğer tarafta adam ise ayrıca şaşkındı, kızın buna son derece hazır olduğunu düşünmüştü, kaza mı oldu? Yoksa bilinçaltına ilk seviştikleri günde saplanan “bu kızı amından sikmeliyim” düşüncesi ile mi yapmıştı? Karar veremedi ama olan olmuştu, kız bira isteyip, yalınız kalmak istediğini söyleyince, sonuçta iş kötüye varmadan toparlanacağını tahmin ediyordu. Şaşkınlıkla parmağındaki kana tekrar baktığı sırada kızın “aşkım bir bira daha getir ve azdır beni” diye içeriden seslendiğini duydu, beklediği buydu. Kız şoku atlatıp eski moduna dönmüştü.

Kızın bu moduna uygun “geliyorum aşkım orospum benim” cevabını verdikten iki dakika sonra elinde bira bardaklarıyla odadaydı, kanlı parmağını bardağa değdirmeden uzattı kıza. O anda hiç beklemediği ve çok şaşırdığı bir hareket yaptı kız, önce bileğini tutup, bardağı elinden aldı ve bileğinden tuttuğu eli kendine doğru çekerek, üzerinde kurumaya yüz tutmuş iki küçük damla kanın bulunduğu orta parmağa ağzına aldı birkaç saniye emdikten sonra dudaklarını adama uzatıp hadi öp beni, sik her tarafımı dedi.

Kız “olan oldu, kaza veya değil, ben de hatalıyım” diyerek kendi kendini ikna etmiş, azalan zamanın bundan sonraki dakikalarını boşa harcamadan, sonuna kadar değerlendirmeye karar vermişti, sonrasında ne olacağını bu evden çıktıktan sonra düşünecekti, şimdi çılgınlık zamanıydı, çılgınlığın ve hazzın dibini bulmak istiyordu kalan azıcık zamanda, çılgınlığa da kendi iki damla kanını amına ilk giren parmağı emerek başlamak istemişti. Bunun kaza mı kasıt mı olduğunu Murat bir türlü karar veremeyecek, Şebnem ise hiçbir zaman bilemeyecekti. Adam elindeki birayı bırakarak yatağa girdi. Yatağa girer girmez sanki uzun süredir ilk defa bir araya geliyormuş gibi dudakları birleşerek ateşli bir Fransız öpücüğü ile öpüşmeye başladılar, artık son sınır da ortadan bir şekilde kalkmıştı. Adam hiç duraksamadan elini kızın ıslanmakta olan amına attı bu defa amın nemli dudakların arasından orta parmağını bastırarak aşağı doğru kaydırdı ve hiç beklemeden içeriye, dibine kadar daldırdı. Kız bu harekete kalçalarını yukarı kaldırarak “daha sok” der gibi cevap verdi, orta parmak, içine ilk defa girilen daracık nemli ve sıcak amın içerisinde kımıldamaya başladı. Kız yerinde duramıyordu, kalçalarını sağa sola, yukarı aşağı oynatıyor içine giren parmağı daracı amıyla daha fazla hissetmeye çalışıyordu. Adamın orta parmağın yanındaki diğer parmağı da kızın arka deliğinin üzerine gelmişti, amdan akan sularla ıslanıp kayganlaşan deliğin üzerine bastırılan parmak içeriye girmeye başladı, bu parmak da dibine kadar arka deliğe gömüldüğünde adam elini çekip iteklemeye, kızı amından ve götünden aynı anda parmaklamaya başladı. Eli hızla ileri geri hareket ediyordu, eli hareket ettikçe bızırın üstüne denk getirdiği başparmağı da bızırı tahrik etmekteydi. Bu sırada diğer eli de kızın memesini avuçlayıp bütün gücüyle sıkmakta, ağzı da sıkmakta olduğu memeye gömülmüş, memenin başını dişleri arasına ezmekteydi. Kız titremeye başladı, dayanılmaz bir zevk almaktaydı, üzerinde şu anda kendisini zevk bombardımanına tutmuş sanki üç belki dört erkek vardı, memesinin başını dişleniyor, götü parmaklanıyor ve amı parmaklanırken bızırı da okşanıyordu. Bu kadar zevk dayanılmazdı, titremeye başladı, kızın gelmek üzere olduğunu anlayan adam kızı her iki tarafından parmaklama devam ederek memesini bırakıp doğruldu. Kızın titremeleri artmış, hafif çığlıklarla karışık mırıldanarak gelmeye başlamıştı, parmaklarını kızdan çekerek çabucak bacağını kaldırıp arasına girip sikini, gelmekte olan kızın amına yukarıdan aşağı boylu boyunca dudakların üzerine sürtmeye başladı. Kızın çığlıkları artmıştı, birkaç defa sürttükten sonra sikin başı dudakların altındaki deliğe denk geldiğinde öne doğru yüklendi, aniden sonuna kadar girdi amına, kız tiz bir çığlık attı, kendinden geçmiş halde gelmeye devam ediyordu ama amından giren siki zevk duyarak hissetti, evet erkeği onu amından sikiyordu hem de gelirken. Kızın amına dibine kadar girdikten sonra bacaklarını tutup havaya kaldırdı, kollarıyla bacaklara sarıldı ve gidip gelmeye başladı, orgazmı devam ediyordu, ikinciyi mi gelmekteydi? Yoksa gelmeye başladıktan sonra amına giren sikle gelmesi mi uzun sürmekteydi? 

Adam kızın bu karmaşık duygularına aldırış etmeden devam etti gidip gelmeye bir süre devam etti, sonra sikini kızın amından çıkartmadan sol bacağını aşağı indirip kızı sağ tarafa doğru yatırdı, sik halen amın içerisindeydi. Yan dönen kızın bu kez göt deliği gözüküyordu, hiç düşünmeden parmağını deliğe daldırdı, şimdi kızı amından sikiyle, götünden de parmağıyla sikiyordu. Şebnem bu şekilde sikilmekten yarı baygın halde zevk deryasında kaybolmuştu adeta. Bugün sabahtan beri dört defa boşalmıştı, sikmeye devam etti, boşalamıyordu, her ikisi de perişan haldeydi, kız artık sadece kesik kesik nefes alarak inliyordu. Titremeleri azalmıştı, son bir defa hızlanarak yüklendi ve artık kızın hamile kalma ihtimalini düşünecek durumda değildi. Sikini sıkıca kavramış olan daracık amın derinliklerine fışkırmaya başladı. 

Bugünkü beşinci boşalmasıydı, boşalması kısa sürdü, zaten içinde fışkıracak pek fazla bir şey kalmamıştı. Kızın yanına uzanıp arkasından sarılırken çarşafı üzerlerine çekip örttü, fısıldayarak “iyi misin” diye sordu, kızın konuşacak hali kalmamıştı, “hımm” diyerek onaylayabildi sadece. Gözünü açıp saate baktığında 1 saate yakın uyuduklarını fark etti, kızı öperek uyandırdı. Hadi “bebeğim, geç oluyor” dedi. Kız yorgun bir vaziyette uykulu gözlerle kalkıp banyoya doğru yöneldi, sabahtan beri ilk defa giriyordu banyoya. Banyodan çıkarken sevgilisi giyinmiş olarak salonda, sehpada dumanı tüten 2 kupa kahveyle bekliyordu. İkisinin de hem konuşacak güçleri kalmamıştı, hem de şu an için söyleyebilecekleri bir sözleri yoktu, kız kahvesini bitirirken sadece “her şey çok iyiydi, kendimi bugün çok iyi hissetim” dedi, adam “ben de öyle bebeğim” diye cevap verdi.

Kısa bir vedalaşma ve ufak bir öpücükle ayrıldılar, kız bu gün yaşadıklarını bir süre düşünmemeye karar verdi merdivenlerden inerken.

3 Haziran 2024

ŞEBNEM'İN ANLATTIKLARI



" erkek takipçiden gelen bir hikayedir"

Oldukça erken yaşta, beklenmedik bir şekilde kaybedilen kızlık, sonra yaklaşık
  10-15 civarında, çoğu duygusallıktan oldukça yoksun, kısa dönem arkadaşlıklarla mutluluğu aramak, bu arada 2 sonuçsuz nişan ve sonunda istemeden yapılan ve iyi gitmeyeceği önceden az çok belli olan bir evlilik. Kısaca böyleydi Şebnem’in bana anlattıkları. Akranlarına göre boyu biraz daha uzun ve kalçaları daha gelişmiş, ortalamanın üzerinde iriliğe sahip göğüsleri ile dikkat çekici, uzun siyah gür saçlı, oldukça güzel bir kızdı lise yıllarında.

Kendisinin, “beklenmedik şekilde gelişen bir macera” olarak adlandırdığı kızlığını kaybetme olayı, liseyi bitirdikten sonra üniversite sınavlarına hazırlanırken dershane öğretmeninin evine gitmesiyle başlıyordu.

Murat Bey, 40’lı yaşların başında, evli bir öğretmen. Uzun boylu iri yapılı, önden hafif seyrelmeye başlamış kırlaşma yolundaki saçları, yakışıklılığı, sevecenliği, tatlı dili ve hafif sert babacan tavrıyla epey etkilediği Şebnem’in macerası; Murat Beyin eşinin sık sık annesinin yanına memleketine gittiği günlerde, test çözdürmek üzere evine çağırmasıyla başlıyor. Kızın 18 yaşını geçtiği günden beri öğretmeninin hareketleri de daha cesur daha atak. Kızı evine bu nedenle çekinmeden çağırabiliyor. Bu ilk defa evine öğrenci çağırması değil, genç kızlarla yakın arkadaşlık kurma alışkanlığı arkadaşları çevresinde dikkat çeken ama dillendirilmeyen bir konu.

İlk gün evde test çalışmasından sonra başlayan koyu bir sohbet, öğretmenin kültürü, tatlı dili, hoş esprileri ve Şebnem’in de sıcakkanlılığı ile öğrenci öğretmen ilişkisi, aradaki statü ve yaş farkına rağmen yakın arkadaşlığa dönüşüyor. Ailesinde bulamadığı sevgi ve anlayışı, olgun bir erkeğin koruyuculuğunu öğretmeninde buluyor genç kız. Gördüğü bu ilgiden memnun dönüyor her defasında evine. Kendine güveni de artıyor. Lisedeyken diğer erkekleri iki gülümseme ile tavlamak kolay, ama Murat öğretmen öyle mi? Adamın ona ilgisi varsa hem güzelliği hem zekâsındandır diye düşünüyor. İlk günden başlayan yakınlık, ikinci buluşmada sevgi sözcükleriyle yapılan karşılıklı iltifatlarla daha da artıyor, müzik zevkleri de ortak olduğu anlaşılınca, müzikli sohbetlerden sonra dans etmeye kadar gidiyor ilişkileri, sonunda romantik bir ortamda beklenen oluyor ve dudaklar bir anda birleşiyor.

Bir erkekle hayatının ilk öpüşmesini yaşarken, kollarını adamın boynuna nasıl doladığını fark etmiyor bile, o anda aklının değil, dişilik duygusunun yönetiminde. Deneyimli erkeğin ağzında lokum gibi emilerek adeta eriyen etli dudaklarının verdiği ilk defa tatmakta olduğu hazla ayakları yerden kesiliyor, heyecandan ellerini, ensesini ter basıyor, kulakları uğulduyor. Kolları birbirlerinin boynuna sarılmış olarak, Murat’ın dans eder gibi usulca yürüyerek kanepeye doğru yönlendirdiğini fark ediyor ve kanepeye yanaştıklarında, kendini kanepeye bırakıveriyor, Murat ise kanepeye, hemen yanına oturuyor.  Hızla kızın gömleğinin düğmelerini açıp kenarları dantelli beyaz saten, yumuşak sutyenini de bir parmak darbesiyle aşağı kaydırarak, ergenliğinde hızla büyüyen ve bir belki bir buçuk yıldır dikkat çekecek kadar gelişmiş olan göğsüne dayıyor ağzını, Şebnem o anda ağzından çıkan hafif bir çığlığa kendisi de şaşırıyor. Öğretmenine o kadar çok güveniyor ki başına ilk defa gelen bu cinsel yaklaşımdan tedirginlik duymuyor. Önceden hayal bile edemediği bir şeyi yapıyor, elini erkeğinin ensesine atıp başını göğsüne bastırıyor, bir göğsü erkeğinin ağzında diğer göğsü ise avucunda kauçuk bir top gibi sıkıştırılmakta.

Murat, Şebnem’in bir memesini emerken ucunu da dudaklarının arasında nazikçe sıkıştırıyor, avcundaki diğer memenin ucunu da iki parmağının arasında hafif hafif ezip bırakıyor. Şebnem’in yaşıtlarına göre bile daha açık renkli meme uçları daha önce hiç olmadığı kadar dik ve sertleşmiş. Az önce dudaklarından vücuduna yayılan haz şimdi memelerinden özellikle meme uçlarından bütün vücuduna yayılıyor. Başı geriye, vücudu ise dışa doğru gerilmiş durumda ve ilk kez yaşamakta olduğu bu hazzın sarhoşluğunda ne yapacağını bilemiyor. Zaten bilmesine de gerek kalmıyor, kendisini hoşlandığı, tecrübeli, olgun güvendiği bir adamın kollarına bırakmış durumda, o anda yeryüzünde sanki sadece ikisi arasında da tarif edilmez müthiş bir haz alışverişi var. Gözleri kısık, gömlek ve etekliğinin adamın maharetli elleriyle üzerinden nasıl kayıp gittiğini fark edemiyor bile, gözlerini araladığında yanında yerde diz üstü duran, üst tarafı çıplak erkeğini görüyor. Murat eğilip tekrar dudaklarını ağzının içine alıyor ama bu defa dudaklarının arasından erkeğinin dilinin ağzına içeri girdiğini fark ediyor, vücudunun tepkisine uyarak ağzını aralıyor, ağzının içinde diline ve damağına değerek kımıldayan erkeğinin dilini hissetmek! İşte bu tarif edilmez duyguyu yaşamakta, bir yıl kadar önce yaz tatilinde yanlarında ailelerinden kimse olmadan özgür günler geçirdikleri Teyzesinin kızı Zühal’le oynaşırken öpüşmesinden farklı bu.

Murat kanepenin yanında diz çökmüş olarak, Şebnem’i Fransız öpücüğü ile hazdan hazza uçururken bir eli yine kızın göğsünde, diğer eli karnını üzerinde okşar gibi gezinerek aşağı doğru kaymaya başlıyor. Ağzı erkeğinin ağzıyla birleşmiş olmasa duygularını sesli olarak hafif çığlıklarla yaşamak istiyor, ancak ses olarak sadece belli belirsiz inlemeler çıkarabiliyor. Öğretmeninin aşağıya doğru kayarak uzanan eli önce külotu üzerinden amına geliyor, kızın çok genç olmasına rağmen amının etli ve kabarık olmasına bir an şaşırıyor ve külotun üzerinden elinin altındaki amı avuçlayarak sıkıyor. Külota rağmen amın su gibi olmuş ıslaklığı hissediliyor, külotun kenarından belli belirsiz dışarı taşan uzun sayılmayacak incecik tüy irisi kıllar Murat’ın aklını başından alıyor. Son yıllarda iyice monotonlaşan evliliğinde ilk yıllarda bile duymadığı hazzı yaşıyor şu anda. Elini biraz geri çekip, külotun üst tarafına gelerek elini külotun lastiğinden içeri doğru uzatıyor. Kızın amı sırılsıklam, Murat elini, kızın geçen hafta makasla üstlerinde biraz kısalttığı ince zayıf kıllarla kaplı amının üzerinde gezdirerek sıkıca tekrar avuçluyor elinin altındaki etli kabarık ıslak amı ve elini biraz daha aşağı kaydırdığında amın sularının kalçalarına doğru sızdığını fark ediyor, sevişiyor olmasalar çiş kaçırdığını düşünecek ama hayır, Murat o kaygan sıvıyı çok iyi tanıyor. Bu kanepede bu yaş grubunda ağırladığı ilk kişi değil karşısındaki. Aynı anda ağzını kızın memesine getirip meme ucunu ağzına alıp emerek hafifçe dişlerini geçiriyor. Bir erkek tarafında amının avuçlanması ve aynı anda meme ucunun hafifçe dişlenmesinin verdiği zevkle tiz bir zevk çığlık kopuyor ağzından. Bunları başkası yapsa dur diyecek ama aklı öğretmenine teslim olmuş halde. Sert bir erkek elinin kendi parmaklarının narin dokunuşundan daha çok zevk veriyor. Hem bedeni hem aklı dur demek istemiyor.

Murat’ın usta elleri avuçlamayı bırakıp parmaklarını amın dudaklarına boylu boyunca içeri doğru bastırmadan gezdiriyor, sonra dudakların üst taraftaki çıkıntıyı buluyor, dokunduğu bızır kızın yaşına göre oldukça iri, o çıkıntıyı iki parmağının arasına alarak üstten aşağı doğru hafifçe sıkarak parmaklarını aşağı yukarı hareket ettiriyor. Şebnem bu hareketi ve hazzı biraz tanıyor. Bir yıl kadar önce yaz tatilinde başlarında ailelerinden kimse olmadan özgür günler geçirdikleri Teyzesinin kızı Zühal’in öğrettiği şekilde zaman zaman banyoda veya gece yatarken kendisi de yapıyor ve o çıkıntıyı okşamanın hazzı arttığını, sonunda doruk noktasına geldiğinde titreme ile birlikte amından bütün vücuduna zevk dalgası yayıldığını biliyor. Okuduklarından ve biraz annesinin ve daha çok da kendisinden 6 yaş büyük ve bu konularda kurt sayılabilecek Zühal’in anlattıklarından buna orgazm dendiğini de biliyor, ancak bu defa çok farklı. Bu haz, bira içtikleri bir akşam Zühal’le oynaşırken bızırını okşayarak memesini de bir erkek gibi emerek yaşattığı orgazma benzemiyor, kendi kendine oynayarak yaşadığına da hiç benzemiyor. Elinde olmadan titriyor, kalçaları havaya inip kalkıyor, neredeyse kanepede bütün vücudu hoplar gibi yukarı kalkıp geriliyor, başı elinde olmadan sağa sola sallanıyor attığı çığlıkları duyamayacak kadar kulakları uğulduyor, bu sanki yeni yetme bir kızın orgazmı değil bir erkeğin kollarında yaşadığı volkan patlaması gibi. Şebnem, bir erkeğin elinden olan bu ilk orgazmını daha önce hiç olmadığı kadar uzun ve şiddetli yaşıyor. Murat daha önce de benzerlerini başka kadınlarda gördüğü halde, bunun daha uzun ve şiddetli olduğunu fark ediyor. Sadece okşayarak boşalttığı bakirenin beyaz tenine uzun bacaklarına iri biçimli göğüslerine iştahla bakıyor.

Şiddeti azalsa da orgazm tam olarak bitmiyor, bacaklar hafif titremeye devam ediyorken, gözleri kapalı, ne dediği anlaşılmadan mırıldanıyor ve elleri kolları da hafifçe titriyor. Murat kızın başını ellerinin arasına alıp yanaklarına kulaklarına öpücükler kondurarak kulağına “harikasın bebeğim” diye fısıldayarak sakinleştirmeye çalışıyor. Şebnem’in titremeleri diniyor ama göğsü körük gibi inip kalkarak hızla nefes almaya devam ediyor. Biraz sakinleşir gibi olunca yanında, yerde diz üstü duran erkeğine bakarak, belli belirsiz gülümsüyor sadece. Kızın uzun süren şiddetli orgazmı bitiyor ama içinde kaynamaya başlayan volkan henüz sönmemiş durumda. Her an yeniden patlamaya hazır. Erkeğin dudakları önce küçük ama yoğun öpücükler kondurarak göğüslerine, oradan göbeğine oradan da külotun üzerinden amına geliyor, amın üzerinde öpücükler yalamaya dönüşürken, iki elini külotun yan taraflarına takıp aşağı çekerken Şebnem de poposunu kaldırarak çabuklaştırıyor külottan kurtulmayı. İlk defa bir erkekle baş başa olmasına rağmen dişilik içgüdüleri gerekli yönlendirmeleri yapıyor.

“Hocam” diye fısıldıyor çekinerek, “korkma” diye cevap geliyor ve sonra parmağının ucundaki am suyuyla sırılsıklam olmuş minik külotu önce kokusunu içine çekip sonra fırlatıp kenara atıyor. Kızın dizlerini yukarı kaldırıp bacaklarını hafif ayırarak, amının üzerine eğilip, burnunu dudaklarını, makasla acemice kısaltılmış amın tüyleri üzerinde gezdirerek, biraz aşağı kayarak dilini bızırın üzerine denk getirip sağlı sollu dil darbeleri atmaya başlıyor, parmağı da amın ıslak, kaygan dudaklarının üzerinde aşağı yukarı kayarak minik dudakları okşuyor. Bu yaşananlar çok fazla kız için, amına değen, amı kadar ıslak bir dilin darbeleri ve bir erkeğin sıcak nefesinin en mahrem yerinde dolaşması.

Sanki az önce yaşanan ilk orgazm bitmemiş kısa bir mola verilmiş gibi ikinci orgazm az önce bittiği yerden tekrar başlamak üzere, kızın nefes almaları tekrar hızlanıyor. Bızırının üzerindeki dil darbeleri ve amının dudaklarında gezinen Murat’ın maharetli dili ve parmağı çok kısa sürede kızı az önceki volkan patlamasını yaşadığı doruğa tekrar ulaştırmak üzere. Bu kadar çabuk ikinci orgazmı Murat da beklemiyordu. Yoksa aynı orgazm devam mı ediyordu kaldığı yerden? Şebnem yine ince keskin çığlıklar atarak titriyor sarsılmaya başlıyor, Murat ise inleyerek boşalmaya başlayan kızın amını yalamayı bırakmış, parmağını amın dudaklarından çekip titremekte olan kızın amını olduğu gibi avuçlayıp sıkmaya başlıyor. Bu, kızın titremelerini daha da artırıyor, elinin altında sarsılmakta olan kıza hayranlıkla bakan Murat, “keşke bakire olmasaydı” diye aklından geçiriyor, bu arada kızın titremeleri ve inlemeleri azalarak bitmeye yaklaşıyor.

Kızın amını sıkan elini gevşeterek fakat amın üzerinden çekmeden, yukarı doğrularak sikini Şebnem’in memelerinin hizasına getiriyor, Şebnem o anda ilk defa gerçek bir sik görmekte, erkeğinin çıplak olduğunu fark ettiğinde, az önce amını yalarken pantolon ve külotunu çıkartmış olduğunu anlıyor.

Zühal’in gösterdiği dergilerde adamların dimdik siklerini görüp şaşkınlıkla baktığında ve kadınların sikleri ağızlarına alıp emdiklerini gördüğünde daha da hayrete düşmüş, Zühal “Kız çok zevkli bir olay onu ellemek, ağzına alıp ağzında hissetmek meme emer gibi emmek” dediğinde şaşkınlığı ve merakı iyice artmıştı o zaman, şu anda ise kendisini zevkten zevke uçuran adamın dimdik duran siki neredeyse burnunun dibinde nabız gibi hafifçe sallanmakta. Sanki gerçeği, dergilerde gördüğünden daha büyük. Başının renginin morluğu ve gövdesinden ayrı rengi şaşırtıcı. Bir siki yakından tanıma merakını artık giderebilirdi. Murat, kızın karşında duran siki hayranlıkla seyrettiğini görerek, siki ağzına almayı aklından geçirdiğini tahmin edip vücudunu kızın yüzüne doğru yaklaştırıyor. O anda göz göze geliyorlar, sikine dikkatle bakan kıza “tutabilirsin istersen güzelim” dediğinde Şebnem çekinerek elini sike uzatıp önce dikkatlice tutup sonra avucundaki siki hafifçe sıkarak sertliğini elinde hissediyor. Kendisine büyük zevkler yaşatmakta olan adamın en özel yerini, taş gibi sert ve sıcacık sikini tutmak çok hoşuna gidiyor, değişik bir duygu, güvendiği, hoşlandığı, kendisine zevk yaşatan bir erkeğin sikini tutmanın heyecanlandırdığını hissediyor. Sanki kemik var içinde çok sert ama derisi ve başı kaygan ve çok sıcak avucundaki sik.

Seviştiği, hayran olduğu bu güzel adam, hiç çekinmeden kendisinin ıslak amını yalamış, dilini en hassas yerlerine, bızırına sürterek onu adeta bulutların üzerine uçurmuştu, şimdi Şebnem de elinde sımsıkı tuttuğu siki dergilerde gördüğü gibi ağzına almayı aklından geçirmekteydi, ama bunu nasıl yapacaktı? Murat elini kızın amından çekip kanepeye dayadığı dizini kaldırarak, ayağını kızın vücudunun diğer tarafında kanepeye koyuyor, şimdi bir ayağı yerde diğer ayağı kanepede kızın üzerinde göğüs hizasında ayakta dikilmekte. Kontrolü ele alıp rakibi yere sermiş edasıyla Şebnem’in üzerinde ona yukarıdan bakmakta, siki de kızın yüzünün üzerinde sallanmaktaydı. Şebnem elini uzatarak siki tekrar tutu.

Murat biraz daha öne doğru uzandığında, kızın başı hizasındaki siki ağzına almak için dudaklarını aralaması yeterliydi, önce ıslak dudakların arasına başı dokunan sik, Murat’ın ufak bir kalça hareketiyle dudaklarının arasından kayarak ağzının içine girdi. Ağzında hissettiği sikin, elinde tutarken olduğundan daha sıcak olduğunu fark etti, ağzının içini dolduran sertliğin verdiği haz, Zühal’in tarif ettiğinden çok daha güzeldi, Murat kızın ağzına girdiğinde sikinin başının bademciklerini kadar girip kızı rahatsız etmemesi için sikin bir kısmı dışarıda kalacak şekilde daha fazla ileri gitmeden kızın ağzına girip çıkmaya başladı, Bir şey söyleyip altındaki ceylanı ürkütmek de istemiyordu, yoksa aklından “dişine dikkat dilini biraz daha kullan” demek geçiyordu.

Şebnem gözlerini yukarı kaldırdığında, göz göze geliyorlar, ikisi de birbirlerinin gözlerinde hazzı ve mutluluğu görüyor o an, kızın ağzı dolu olmasaydı Murat onun dudaklarındaki gülümsemeyi de fark edecekti ama sadece gözlerindeki, gülümsemesini görebildi. Şebnem, ağzında hafifçe ileri geri hareket eden siki emerken, Zühal’le daha önce, birlikte mastürbasyon yaptıklarında, Zühal’in aynı anda bir eliyle kendi bızırıyla diğer eliyle de Şebnem’in bızırıyla oynarken “kız ellerin boş durmasın kendi memelerini avuçla, uçlarını da sık” dediğini hatırladı, ellerini uzatıp meme uçlarını sıkmaya başladı, " Murat keşke arkaya doğru da uzanabilseydi de amını avuçlasaydı, bu şekilde bir kez daha zevkli olurdu” diye aklından geçirdi. O sırada Murat’ın kalça hareketleriyle ağzında ileri geri girip çıkan sik ve Murat’ın nefes alışları gittikçe hızlanmaya başlamıştı. Yukarı doğru gözlerini çevirdiğinde erkeğinin gözlerinin kısıldığını, yüzünün tuhaf bir şekilde hafif yamulduğunu fark etti, hızlı nefes alışlarıyla beraber hafif inlemeleri duyuluyordu. İşte hayran olduğu, kendisinden güçlü bir erkeği mutlu ediyordu.

Kendini güçlü bir kadın gibi hissediyor o an. Şebnem, ağzındaki sikin kasıldığını fark ettiği anda, Murat sikini kızın ağzından aniden çeker çekmez inleyerek kızın dipdiri göğüslerine doğru boşalmaya başlıyor. Adamın sikinden hızla dolu dolu fışkıran iri uzun damlalar kızın göğsüne çarpmaya başladığında, ilk hissettiği şey göğsüne yağan sıvının sıcaklığı oluyor, o anda sanki Murat’ın sikinden kızın göğsüne meni değil sıcak zevk taneleri fışkırmakta, erkeğinin sevişmeden aldığı zevki, göğsüne çarpan meninin sıcaklığını hissederek paylaştığını düşünmekteydi Şebnem. Merak ve heyecanla sikin göğsüne fışkırmasını izledi, damlanın biri çenesine gelmişti, çenesindeki damlanın aşağı doğru kaydını hissetti. Murat, boşalması biterken sikini sıvazlayarak ucuna gelen son damlayı da sikinin ucunu kızın çenesine sürerek bıraktı. Nefes nefese kalmıştı, hayatının en zevkli seksini yaptığını düşündü o an ve kanepedeki ayağını indirip yere koyarak eğilip kızın dudaklarına bir öpücük kondurup, “harikasın” diye fısıldadı. Şebnem, yanında ayakta duran adamın az önceki sertliğini kaybetmiş ama halen diri duran sikine hayranlıkla dalgın dalgın bakarken Murat’ın “kağıt havlu getireyim, göğsünü silelim” demesiyle bir an göğsündeki artık yavaş yavaş kanepeye kaymaya başlayan menileri hatırladı “Hayır dursun, onlar ortak zevkimizin hatırası, evden çıkana kadar silmeyeceğim” dedi. Bugün aldığı ders en iyisi idi. Meni, neredeyse yanan bir mumdan akan damlalar kadar sıcak ve kokusu genzini yakacak kadar yoğun bir şeydi.

Murat kızın böyle bir olaya alışık olmadığını anlamış, tekrar seks yapana kadar çırılçıplak dolaşmak istememişti, beline bir banyo havlusu sarıp “Filtre kahve var, kahve mi içersin soğuk bir şey mi” diye sordu. “Kahve olsun, varsa sütlü lütfen” cevabından sonra, mutfağa geçip kendisine soğuk bir bira ve kıza da sütle hazırladığı kahvesini getirdiğinde kızın halen uzanmakta olduğunu ancak kanepenin üzerinde bulunan örtüyü altından çekip amını örtecek şekilde bacaklarının arasına aldığını gördü, göğsündeki ıslaklık duruyordu. Kızın başucuna bir sehpa çekip elindekileri bıraktı, sonra yan koltuklardaki iki minderi alıp kızın başının altına koydu, sonra da az önce amını yalarken zeminde diz üstü durduğu yere de bir minder çelip yere, kızın yanı başına oturdu. Birasından yudum alırken göz göze geldiler, kız hafifçe gülümsüyordu, bu defa kızın gülümsemesini sadece gözlerinde değil, az önceki gibi dolu olmayan dudaklarında da gördü. Bir erkekle ilk sevişmesinin hazzının verdiği mutluluk gülümsemesi olduğunu düşündü, dolu bir sevişme olmuştu, bunu kolay kolay unutmayacak diye içinden geçirdi. Kız arkasındaki yastıklara dayanarak iki eliyle tuttuğu kupadan kahvesini içerken gözleri dalmış, kahveye bakıyordu, ikisi de susmuştu, ama gergin değil dingin bir suskunluktu, kahve bitene kadar konuşmadılar, kızın kahvesi biterken Murat’ın eli kızın bacaklarının arasında, örtünün altına doğru kaymaktaydı. Şu andaki birliktelik fırsatı sonuna kadar değerlendirmek, az önce birlikte paylaşarak yaşadıkları hazzı birlikte tekrar yaşamak istiyordu. Eli kızın, halen ıslak olan amındaydı. Oturduğu yerden kalkıp kızın yuvarlak kalçalarını kavrayarak olduğu yerde çevirdi, o esnada beline sardığı havlu kaymış, başı yukarı doğru bakar vaziyette dimdik, taş gibi siki ortaya çıkmıştı. Karısı ile olsaydı böyle bir performansı düşünemezdi bile ama 18 yaşındaki taş bebek gibi ve son derece arzulu halleriyle kız onu bu hale getirmişti. Şebnem şimdi kaykılarak kanepenin kenarına, ayakları yere basarak oturmuş vaziyetteydi, Murat diz üstü durduğu yerde kızın bir bacağını kaldırıp bacaklarının arasına girdi ve sonrasında kızın iki bacağını da ayırarak havaya kaldırdı.



Karşısında çok küçük sayılamayacak ıslak dudakları açılmış ince tüylü tazecik ama bakınca, bu güne kadar gördüğü en güzel şey olduğunu düşündü ve yüzünü, ağzı amın dudaklarına denk gelecek şekilde karşısında duran ama yapıştırdı.   Bu defa bızıra dil darbeleri yerine onu dudaklarının arasına alarak bir emzik gibi emme başladı. Bu ani saldırı ile yerinde zıpladı ve sonra derin inliyor kız. Murat’ın eli yine ıslak am dudakları üzerinde geziniyordu, kızın amından gelen sular erkeğinin salyalarına karışarak aşağı doğru akmaktaydı, Şebnem’in kalçalarının arası ve minik göt deliğini sırılsıklam olmuştu. Murat amın dudakları üzerinde başparmağını gezdirmeye devam ederken orta parmağını göt deliğinin üzerine getirdi, salya ve am sularıyla iyice kayganlaşmış olan deliğe orta parmağıyla masaj yapar gibi ovalamaya başladı, kız kendinden geçmiş bir şekilde gözlerini kapatmış bütün kontrolü kendini teslim ettiği erkeğine bırakmıştı. Murat’ın parmağı arka deliğe değdiğinde birden yaşamakta olduğu hazzın yoğunlaştığını hissetti, Zühal arkadan da zevk alındığından bahsetmişti, hatta yaptıkları kaçamakların bazılarında parmağını Şebnem’in arkasına biraz soktuğunda da hoşlanmıştı ama bu defa bambaşkaydı hissettiği haz. Zaten hoşlandığı adamın dudakları arasında emzik gibi emilen bızırı kızı bulutların üzerine çıkartmaya yetmişti, üstelik bunun yanı sıra bir memesi erkeğinin avucunda, arka deliği de erkeğinin marifetli parmağının masajı altındayken içerisinde bulunduğu zevk deryasında aklı başından gitmek üzereydi.

Murat kızın iyice kıvama geldiğini gördüğünde arka deliğe masaj yapmakta olduğu parmağını yavaşça deliğin içine kaydırmaya başladı, akan am suyuyla ve erkeğin salyalarıyla fazlasıyla kayganlaşmış ve içinde bulunduğu büyük hazdan dolayı gevşemiş olan göt kaslarından dolayı parmak rahatça içeri kaydı, orta parmak dibine kadar kızın arkasına gömülmüştü, Bir an bekledi ve kızın titremelerini, kesik kesik nefes alışını dinledi ve sonra parmağı çıkartmadan içeride tutarak kımıldatmaya başladı, kızın vücudu buna kalçalarını aşağı yukarı oynatarak sanki daha fazla gömülmesini sağlamak istiyor gibi tepki veriyordu. 

Kızın yaklaşmakta olan orgazmını fark edince arkadaki parmağı sokup çıkartmaya, kızı, parmağını sıkıca saran götünden sikmeye başladı, Şebnem’in içindeki volkan patlamak üzereydi, arkasındaki parmak gidip geldikçe erkeğinin elinin hareketlerine uyarak kalçalarını oynatıyordu, erkeğinin dilinden de bızırına, oradan bütün vücuduna bir zevk dalgası yayılmaktaydı. O arada arkasından gelen zevk dalgasının arttığını fark etti ama nedenini anlayamamıştı, nedeni önemli de değildi zaten, şu anda aldığı zevke ve ulaşmak üzere olduğu volkan patlamasına odaklanmıştı o nedenle arkasına girip çıkan parmağın artık iki tane olduğunu fark edemedi, erkeğinin kendisini kaç parmakla götünden siktiğini değil, aldığı zevkin artığını hissetti. Çığlık atmaya başladı, bacakları ve bütün vücudu titriyordu başı arkaya kıvrılmış, kesik kesik çığlıklar atıyordu, amından akan sular bacaklarından kalçalarından her yere yayılıyordu, halen bızırıyla dili ve dudaklarıyla oynamakta olan adamın başını itekledi, dayanamıyordu, nefesi kesiliyordu, günün en şiddetli orgazmını yaşıyordu. Titremeleri devam ederken Murat başını amından geri çekti, parmaklarını da sokup çıkartmayı durdurmuş, arka deliğine gömülü duran iki parmağını alttan yukarı doğru kımıldatarak kızın amına içerden göt tarafından titreşimler yolluyordu. Parmaklarını böyle sıkan bir götün içinde sikinin alacağı zevkten başka şey düşünemez olmuştu. İstemeyerek de olsa parmaklarını geri çekti. Kızın titremesi uzun sürdü, götündeki parmakların amına doğru alttan yaptığı titreşimler orgazmının sona ermesine izin vermiyordu, aynı orgazm devam mı ediyordu yoksa biri biterken yenisi mi başlıyordu? Bunu ne kendisi anlayabildi, ne de Murat.

Uzun süren şiddetli orgazmdan sonra sakinleşmesi de epey sürdü, yorulmuştu, Murat kızın durumunu anladı ve bacaklarını yan çevirip kanepeye uzanmasını sağladı, üzerine de kanepenin örtüsünü örttü. 5 dakika sonra gözlerini açtığında karşısında dimdik siki ile ayakta kendisini izleyen erkeğini gördü, tüm yorgunluğuna rağmen içindeki volkan halen için için kaynıyordu, kanepede doğrularak oturdu ve önünde taş gibi dimdik duran sike uzanarak eliyle siki ağzı hizasına eğerek ağzını uzattı, taş gibi sikin başı dudaklarının arasından kayarak neredeyse bademciklerine kadar dayanacaktı bu defa. Murat da az önce kıza yaşattığı müthiş volkan patlamasında, kendisi de zevkten boşalmanın eşiğine gelmişti, o heyecanla kız sikini ağzına alınca elini kızın ensesine koyarak kalçalarını ileri doğru hareket ettirince sikin başı ve gövdesi kızın ağzında kaybolmuştu sanki.  Bir an kızın nefesi kesilir gibi oldu, gözleri kocaman açılmıştı, Murat heyecandan durumun farkında değildi, sikini sanki bademciklerden arasında aşağı kaydıracakmış gibi kızın ensesinden çekip biraz daha bastırınca Şebnem elinde olmadan ağzını açıp nefes almaya çalıştı gözlerinden yaş gelmişti.  Durumu fark edip geri çekilince kız rahat bir nefes alıp ağzındaki siki kaldığı yerden emmeye başladı, Murat şimdi daha dikkati bir şekilde yine eli kızın ensesinde ağzına girip çıkmaya başladı, gelmek üzereyken “seni ağzından sikmek büyük zevk” dedi kısık bir sesle, kızın duymadığını fark edemedi, kızın ağzına boşalmak üzereydi. kız da kendini kaptırmış ağzındaki siki zevkle mırıltılar çıkarak emiyordu, bir an kasıldığını hissetti ağzındaki sikin, sonra kasılmalar devam ederken arka arkaya ağzına hızla kaygan, sıcak sıvı dolmaya başladı, yutmak aklına gelmemişti o an, ancak ağzında biriken sıvıyı tutamaz olup dudaklarının kenarından salyası ile birlikte sızmaya başladığında farkına varmadan yutkundu ve ağzındakileri de yutmuş oldu, emmeye devam etti, aralıklı kasılmalarla sıvı az da olsa halen geliyordu, bir iki kez daha yutkunarak ağzındakilerin hepsini yutmuş oldu. Halen ağzında duran sik yine sertti ama az önceki taş gibi sertliğinin olmadığını fark etti, sertliği gittikçe azalıyordu sanki. Bacaklarında güç kalmayan adam sikini kızın ağzından çıkartıp baş tarafını sıkarak içindeki son minik beyaz damlayı da çıkarttı ve kızın dudağına sıyırarak bıraktı. Kızın şaşkın bakışından ne yapması gerektiğini bilemediğini fark edince eliyle damlayı dudağın üzerinden içeri doğru itekledi, Şebnem anlamıştı son zevk damlasını da kaçırmaması gerektiğini, yine gülümseyerek erkeğine baktı.

Murat eğilerek kızın çenesinden tutarak yukarı çevirdi başını ve dudaklarını ağzına alıp emerek öpmeye başladı. İkisinin de başını döndüren bu öpüşmeden sonra Murat kendisine ve kıza kahve hazırlamak için mutfağa yöneldiğinde Şebnem kanepeye uzandı, ağzındaki ekşi hafif acımsı tadı anlamaya çalışıyordu, hoşuna gitmişti, Zühal ilk defasında hoşuna gitmeyebilir demişti ama öyle olmadı, ilk defa tattığı meninin tadı garipti ama tekrar denemekten kaçınacak kadar kötü hiç değildi. Kuzeninin cesaretlendirmeleri aklından çıkmıyordu, “erkekler ağzına boşaldığında hem çok zevk alırlar hem de ne kadar orospu olduğunu göstermiş olursa onlara” demişti.

Kanepede yan yana çıplak oturup kahvelerini içerken konuşmadılar sayılır, Murat “İyisin değil mi? Üzerine bir şey ister misin üşüme” deyince kız “yok yok gayet iyiyim sağ ol” diye cevap verdi. Şebnem yaklaşık 3-4 saat gibi kısa sürede arka arkaya çok şey yaşamanın verdiği kafa karışıklığı içerisinde ama mutlulukla dalgın dalgın kahvesini içti, karmaşık duygular yaşıyordu, içindeki duyguların en ağır basanın “kendini mutlu hissetmek” olduğuna karar verdi. Murat’a âşık olduğunu düşündü, aşk dedikleri bu haz mıydı sadece? Adam hem evli hem yaklaşık 20 yaş büyük, hem de öğretmeniydi, nasıl sürecekti bu ilişki? İçinden “boş ver, her şey bir şekilde yoluna girer şimdi bunları düşünme” dedi ve banyoya girmeden giyinmeye başladı külotu halen kurumamıştı.

“Ne zaman görüşürüz, yani dershanenin dışında” diye sormayı düşündü ama cesaret edemedi, artık giyinmişlerdi ve “Murat Bey” artık yine öğretmeniydi ama gerek de kalmadı sormasına. Ayakkabısını ayağına geçirirken Murat “yarın ve sonraki gün dershaneden sonra özel dersim var, ondan sonraki gün aynı saatte gelebilirsen evde olacağım, test kitabı ve defterlerini de getir ama gelirken” diye bir öğretmen cevabı verdi. Çıkması için kapıyı açmadan önce yanağına bir öpücük kondurdu ve kız çıkıp merdivenlerden inmeye başlarken, az önce zevk çığlıklarının, inlemelerin doldurduğu salon sessizliğe bürünmüştü.


15 Nisan 2024

YEŞİLÇAM FİLMLERİ GİBİ 3




"takipçiden gelen bir hikayedir"

Düğün günü geldiğinde gelin ve damattan daha heyecanlıydım belki. Aileye yakın masalarda oturduğumuzdan iki üç masa karşımdaydı. Yanına gitmedim, o da gelmedi. Yanında oturan sevimsiz suratlı kocası ile karşılaştığım an ağzına bir tane çakacak kadar doluydum.  Üzerine giydiğim uzun kollu siyah dar gömleği ve yine siyah yere kadar dar eteği ile sülün gibiydi karşımda. Düğünde alkol servisi olmadığından Erhan ile birlikte arada kaçıp otelin mutfağında bir iki kadeh viskimizi çakmıştık. Nikah kıyılıp klasik düğün ortamı başladığında masasında sıkkın sıkkın oturuyordu. Kocası kendine benzeyen bir adam ile derin muhabbette. Telefonuna mesaj attım.

- İçinde ne var, tahmin edeyim, siyah iç çamaşırı ve siyah çorap

- Birini bildin :))

- Sana bakarken sikim kalktı yine. Ne güzel olurdu bugün sevişsek. Çok özledim

- Ben de aşkım.

- Dışarı çıksana biraz, dudaklarını istiyorum

- Saçmalama bir gören olur, herkes tanıdık. 

- Görmeyecekleri bir yere gitsek 15 dakika yeter bana.

- Delisin

Erhan ile sigara içerken meslek alışkanlığı otelin girişini inceledim. Klasik 5 yıldızlı otel lobisi. Resepsiyon karşısı asansörler. Böyle lüks otellerde bir tane restoran tarafından asansör de olmalı veya dükkanlar tarafından katlara çıkan. İki tur atıp buldum. Çok içtim senin yüzünden araba kullanamam diye Erhan'ı suçladım ve bana bir oda ayarlamasını sağladım iki dakikada. Masama döndüğümde erkekler yoktu masasında. İki üç kadın oturmuş göbek atanları seyrediyorlardı.

- Oda numaram 2826. Lavaboya diye çık. Koridorun sonundaki asansörleri kullan kimse fark etmez.

- Ciddisin sen. Nasıl geleyim olur mu öyle şey?

- Hadi en fazla 15 dakika yeter bize, çok özledin seni aşkım. Şerefsizin yanında oturmanı istemiyorum.

Cevap vermedi. Alkolden fazla mı coşmuştum.

- Sen çık şimdi. Beş dakikaya kalkarım bir şey bulur. 

- Unutma 2826. Kapıyı aralık tutarım.

Koşar gibi çıktım salondan. Oynayalım abi diyen bir iki eski personeli savuşturdum. Erhan babasının hiç sevmediği fotomodel kız arkadaşı ile oynaşıyordu lobide. İçeri geç it işareti yaptım, gülerek. Odaya girdim. Işıkları ayarladım. Mesajı geldi.

- Kaçıncı kat, lavaboların neresinde asansör?

- 8, kadınlar tuvaletinden devam et, soldaki kısa koridor

Zaman kaybedecek halimiz yoktu. Kemerimi çözüp takım elbisenin pantolonunu çıkardım. Kapıyı aralık bırakıp koridora kulak verdim. İki üç dakika sonra asansörün kısık zili ve sonrasında aşkımın koridoru adımlayan sesi duyuldu. Yaklaştığında kapıyı araladım ve kolundan içeri çektim.

- Off heyecandan bayılacaktım aptal.

- Çok özledim seni kolay buldun mu?

- Evet bomboştu orası

Sadece don ile duran bacaklarıma baktı, güldü yüksek sesle. Cevabım dudaklarına yapışmak oldu. Açık tenine uygun uçuk pembe bir ruj vardı dudaklarında.  Dillerimiz kısa  sürede birbirini bulunca rujun tadı ağzımda yayıldı.

- Yavaş makyajım dağılmasın sakin ol.

- Burada kalabilsek keşke

- Evet aşkım seninle uyumak çok güzel

Kıçına yapışarak eteğini yukarı çekmeye çalıştım.

- Dur deli kırışırsa belli olur. Beni zorla itekleyerek geri çekildi. Eteğini çıkararak yandaki sandalyenin üzerine koydu. Pembe tangaya yakın iç çamaşırı ve siyah ipekli çorapları ile yine tam bir afetti. Ben de sikimi ortaya çıkarıp kravatımı çözdüm. Önünde diz çöküp çamaşırını aralayıp amına dilimi değdirdim. Nemlenmeye başlamıştı bile.

- Oh, aşkım vaktimiz yok o kadar. 

Gel böyle diye geniş bir koltuğun kenarına doğru başını eğdim. Çamaşırını sıyırınca geçen hafta siktiğim iki küçük delik de karşıma çıktı. Dizlerimin üstüne çöküp dilimi aşağıdan yukarı ikisinin de üzerinde gezdirdim. Amının içine giren dilimle inlemesi başladı.

- Kaan aşkım hadi merak ederler beni.

Doğrulup sikimi önce arka deliğine sürdüm.

- Şimdi olmaz oradan. 

Islanan amcığında sikimin başını ıslatıp güzelce kaydım içine. Dar sıcak amı yine sarılarak karşıladı sikimi. Doğru düzgün ön sevişme yapmadığımız bir girişten rahatsız oldu ki elini geri atıp kalçalarını biraz araladı. Alışması için bekledikten sonra güzel sert götünü avuçlaya avuçlaya hızlandım. İniltisi kesintisiz sürerken bekaretini geçen hafta aldığım göt deliğine bir parmağım ile baskı yapıyordum. Parmağımı tükürükleyip bir santim gibi batırdığımda sikimle amının derinliklerini dövmeye başlamıştım.

- Ohh dizim ağrıdı böyle deyince içinden çıktım. Kucaklayıp içerdeki yatağın üstüne attım. Bacaklarını kendi ayırarak beni davet etti. Amına hızla yerleşince dudaklarını kapmak istedim yine.

- Dur makyajım akacak, aşkım dur

Kalın gömleğin üstünden memelerini okşayarak hızlandım. Yüzünü öpücüğe boğamıyorsam boynuna yapışırım. Boynunu emerek ve ince bedenini iyice yatağa yapıştırarak sikmeyi sürdürdüm. Hayatımı bu kadın ile bu yatakta geçirebilirim. Sikim amının diplerinde beklerken boynuna dişlerim geçiyordu. İnlemesi yükselip nefesi kesilme anı geldiğinde dar amcığı da sikimi sağmaya çalışır gibi kasılıyordu. 

- Seni seviyorum diye boynunu emmeyi sürdürdüm.

- Hadi aşkım, içimi ısıt yine, gel, ohh gel hadi.

Küçük ellerini sırtıma bastırdı. Uzun ince tırnakları tenime battı. Az evvel makyajımı bozma diyen kadının dili şimdi dilime karışmıştı. Alkole rağmen gelişim hızlandı ve amcığına bıraktım döllerimi. 

- Ah içimi yakıyorlar.

Yapışmış halde nefes nefese bekledik. Çalan telefon benimkiydi. Cevap vermeden dudaklarını emerek amındaki orgazm titremeleri arasında bekledim. İçinden çıkıp ayağa kalktığımda pembe donu ve pembe amcığından akan döllerim, az evvel boşalmama rağmen sikimi hala dikleştiren azdırıcı bir manzaraydı, fırsat olsa aşkımı yataktan çıkarmazdım bu gece. Mesut Bey'in asistanı arayan, beni bir bürokrat ile tanıştıracaklarmış.  Söylenerek ve birbirimizle cilveleşerek giyindik. O rujunu tazeler masa üzerindeki peçete ile amından akanları silmeye çalışırken göğüslerini sıkmayı sürdürdüm, boynunu öptüm, gülüşmeye devam ettik. Koridoru kontrol edip onu saldım önce, ben de genel asansörlerle lobiye indim. Yarım saat sonra Mesut Bey'den kurtulup misafirlerin dağılmaya başladığı salona girdim. Göz göze geldik. Telini eline aldı. Mesaj atmış.


- İki peçete koydum, hala akıyor.

Bunları yazarken kocası ile yan yana oturması, hıyar kocasının karısına arkasını dönüp başkaları ile muhabbet ediyor oluşu karmaşık bir ortamdı. Azmıştım, aşıktım ve aşkım yanındaki adam ile kalkıp evine gidecekti. Gelin ile damadı tebrik edip bardan bir şişe viski aldım ve sızana kadar içtim.

Sabah cevapsız çağrı ve mesajlar dolu telefonumu uyandıktan yarım saat elime aldım. Zeynep'ti arayan. Mesajların sonuncusu bir saat önce idi. Ara hadi diyen kısa bir mesaj. Aradım. Dün gece düğünden sonra Bursa'ya dönmüşler, kocası da hemen deplasman maçı için toparlanıp çıkmış. Bir buçuk saat sonra hız sınırlarının hepsini ihlal edip Yalova'daki otelimizdeydim. Yine balıkçıya mı gitsek dedi. Bu sefer ben sadece bir kadeh o ise iki kadeh şarabı götürdü.

- Alıştın şaraba

- Şaraptan sonra daha farklıydı sanki sevişmemiz dedi.

Daha farklıydı sevişmesi. Aramızdaki tüm sınırlar çoktan yıkılmıştı zaten, ama o gün yatakta tüm sevişmeyi yöneten oydu. Yatağın üstünde kedi gibi dört ayak üstünde gezmesi. Sikimi kökünden kavrayıp başına kadar yalaması, başının dudaklarının arasında sıkıp

- Çok yaramaz bu, canımı çok yakıyor, koca yaramaz diye cilvelenmesi. Bunları yaparken o güzel büyük gözleri ile bana bakması. Öyle azdırdı ki, beni sikimi kendi ayarlayıp kucağıma oturduğunda kollarını omuz altından sıkarak sabitledim, hızla bağırtarak sikmeye başladım. Normalde yavaş canım yanıyor diye itiraz ederdi. Bu sefer sadece ohh sik beni diye yüksek sesle inledi ben sertleştikçe bağırması arttı. Bağırdıkça altın sarısı saçları daha da dağıldı. Alttan amının dibine vurup aynı anda kolları ile ince bedenini iyice aşağıya çekiyordum. Amının köküne vurdukça çığlık atıyor sanki daha sert vurmamı ister gibi gözlerimin içine bakıp zıplıyordu. İnlemeleri aynı kesintisizlikte idi. Alkolün etkisi ile farklı olan arada attığı zevk çığlıkları ve pek yapmadığı sik beni sesleri. Amının kasılmaları sürerken boynu öne doğru düşmüştü. Ter akıyordu göğsümden.

- Aşkım hadi cam önünde sik beni diyerek kurtulmaya çalıştı. Normalde odanın tüm perdeleri çekili alacakaranlıkta sevişirken bugün perdeleri çekmemişti. Odanın renkli otel camlarından içerisinin gözükmeyeceğini bin kere söylemiştim aşkıma. İsteğini kırmadım. Cama tutunarak domaldı ben de sikimi yeni boşalmış amına soktum. 

- Aşkım herkes görsün aşkımızı

- Görsün Kaan daha hızlı hadi, amımı doldu gönder yine Kaan. Yol boyu döllerin aktı içimden ohhh. 

Uzun uzun sertçe domalmış küçük götünü avuçlayarak siktim. Tükenmişti bedenim ama sadece onu daha çok mutlu etmek ve ne derse yapmak istiyordum. Kalçalarımı da tokatla demesi ile hafifçe sert poposuna vurdum. Küçük şaplaklar yetmedi o fazlasını istedikçe daha hızlı tokatladım. Amının diplerine akan döllerimin bitmesini beklerken ileri gidip amından çıkmamı sağladı. Küçük götü tokattan kızarmış haldeydi. Sonra diz çöküp am sularına karışmış döllerim ile kaplı sikimi ağzına soktu. Kalbim sıkıştı resmen. Sikimin başı bu kadar hassas iken değen diline bedenimde kalan son enerji de aktı içimden. Banyo sonrası perdeleri çekti ve yatakta nefeslenmeye çalışan benim göğsümü okşayarak ve öperek üzerime uzandı. Hayatımın en huzurlu uykusuna yattım.

Sonraki hafta sonu da aynı geçti. Bu sefer Mudanya tarafında bir pansiyondaydık. İçmedik, odamıza sevişmeye giderken ise daha önce yapmadığı bir şey yapıp yol ortasında uzun uzun öptü beni. Sarmaş dolaş çarşıyı gezdik. Odamıza döndüğümüzde ise bu sefer çok sakin uzun bir sevişme yaşadık. Arkasından sarılmış amına girerken sadece kalçalarımız yavaşça oynuyordu. Yüzünü döndürüp o doyamadığım alt dudağını emmek istedim. Böyle devam etti diye fısıldadı. Bir rüyada gibi kaşık pozisyonunda ikimiz de terden birbirimize yapışacak hala gelene kadar devam ettik sevişmeye. Dakikalarca o pozisyonu bozmadan ikimiz de tükenene kadar sürdü bu rüya hali. İçinde küçülen sikim amından çıkana kadar da arkasındaki sarılmam bitmedi.

- Aşkım diyerek döndü dudaklarını emerken yaşlı gözlerine baktığımı görerek, çok şiddetliydi aşkım sözleri ile öpüşmeyi sürdürdü.

Takip eden cuma gecesi, grip oldum galiba evden çıkamıyorum mesajı ile hafta sonu planlarını iptal ettik. Pazartesi ve Salı da pek tadı yoktu. Telefonda bile sesi tatsız geliyordu. Perşembe ise mesajlarıma aramalarıma dönmedi bile. Cuma sabahı ise gelen uzun bir mesajdı. Yıllar boyu aklıma kazınan, değişen telefonlardan birinde silinip gitse bile unutamadığım. "Kocam ile sorunlu bir dönemimdi, ama sorunlarımızı hallettik. Seni sevdim Kaan ama evliliğimi sürdürmek ve kocam ile mutlu olmak istiyorum. Sana da mutluluklar"  Önce inanamadım, sonra telefonu fırlattım. O zaman ki telefonlar fırlatılınca kırılmayan demir külçelerdi. Sonraki günlerde inkarın tüm aşamalarını yaşadım. Defalarca aradım, aradığınız numara kullanılmamaktadır mesajını alana kadar. Otel kayıtlarından adresini bulabilirdim ama kapısına gidip ağlayacak mıydım evli bir kadının. Sevgili kankam sen engellemesen ve bir delilik yapmayım diye günlerce bende kalıp beraber içmesek, o kapıya dayanırdım da. Biteceğini içten içe biliyordum ama böyle aniden bıçak gibi kesilmesi acıyı artırmıştı. Bir ayın sonunda yol planını beraber yapmıştık. Şirketin New York ofisine geçtim ve beş yıl sürecek Amerika maceram başlamış oldu. İçtiğim gecelerde artık kullanılmayan numarayı aramaya aylarca devam ettim. Numara bir başkasına verilip o kişi de bana ana avrat küfür edince numarayı da sildim. 

Amerikalıların bir alışkanlığına uyup başladığım bir psikolog çok yardımcı oldu acılarımı atlatmama. Bir yıl içinde kadınlar ile ilişki kurabilen ve başarılı yönetici karakterime geri dönmüştüm. New York'un fırsatlarını da düşünürseniz hızlı bir dönüştü. Her milletten kadını tattım neredeyse ve sadece kadınlar ile sınırlı kalmadı tattıklarım:) Annemin tek evladım eve dönsün baskısı ve babamın da gel lan hayvan talimatı ile 5 yıl sonra İstanbul'a dönüş uçağındaydım. 

Değişen iktidar Mesut Bey'e yaramış otel ve inşaat devi olmuştu. Geldiğimi duyar duymaz da ilk söylediği evlenmedin mi haylaz oldu, Serhan'ın iki çocuğu olmuş bile beş yılda. Diğer söylediği yurtdışına da açılıyorum bizimkiler yapamaz o işleri, haftaya gel başla oldu. Gönderdiği sözleşme dudak uçuklatıcıydı, istifa edip iki gün dinlenmeden başladım yeni işime. Serhan'ın eşinin de olduğu, bana hoş geldin yemeğinde içimde beş yıldır duymadığım o sızı bir kez daha hafifçe alevlendi. Geceyi hala bekar olan Erhan'ın bulduğu yirmisinde bir karıyı sikerek geçirmenin olumlu etkisi, sızının kaybolması oldu. 

Sızıyı daha hızlı geçiren ise Burcu oldu. İşe başladığımın ilk ayıydı. Şirkete hizmet sunan reklam ajansının sunumuna on dakika girip kaçacaktım. Sekretere de beni kurtar on dakikada notu göndermiştim. Sunum başladığında ise on dakikanın nasıl geçtiğini anlamadım, kapıya önemli bir toplantı için beni çağırmak yalanı ile gelen sekreterimi başımdan gönderdim. Sunumu yapan Mesut Beyin de ortaklığı olan şirketin pazarlama uzmanı, 72 milletten kadın görmüş benim tüm dikkatimi çekmişti. Kahverengiye çalan saçları, tane tane anlaşılır ses tonu, bazen mavi bazen lacivert olan gözleri, beyaz teni, dar pantolonundan belli yuvarlak kalçaları ve iri birer çıkıntı halinde göğüsleri ile tam bir afetti. Sunumdaki ekibi tanıtan bilgilere baktım. Üniversite mezuniyet yılına göre benden dört beş yaş küçük olmalı, parmağında yüzük yok burada da medeni durum yazmıyor. Sunum ile ilgiliymiş gibi bir iki saçma soru sordum. Pek zamanım yok ofisiniz nerede diye sormama nazikçe gülümsendi. Şirkette Mesut Bey'in ortaklığı olunca dört kat alttalarmış. Ofislerine yapılan ek sunum ziyareti sırasında onun da olduğu ufak ekip ile bir kaynaşma kahvesi içtim. İki gün öğle arasında çevredeki lokantaları gezdim. Sonunda Burcu'ya tesadüf gibi denk gelerek masalarına oturdum. Bir hafta sonra benim ofisimde kahve içiyorduk. Bir ay sonra da baş başa ilk akşam yemeğimizi yedik. O gece evine bırakıp dönerken kızı bir an önce yatağa atmaya çalışmadığımı fark ettim. Evlenecek kız moduna mı girmiştim diye güldüm. İki hafta sonraki bir akşam yemeğinden sonra arabamda başlayan öpüşmemiz ise onun evinde biten bir sevişmeye dönmüştü.

Sevdiği erkek ile beraber olan ama niye bakire olmadığını açıklamak zorunda hisseden kadın gibi anlatmaya başlamıştı. Bunun sizin için ne kadar önemsiz olduğunu söyleseniz bile o hikayeyi dinlemek zorundasınız. Babasının zoruyla üniversite biter bitmez nişanlandığını, evlenmemek için bir yıl direndiğini, babasının ona, annesine ve iki kardeşine uyguladığı baskılara dayanamayarak evlenmeyi kabul ettiğini bir çırpıda anlattı. Babası daha ana okul çağındaki küçük kardeşine bile bağırıp çağıran tam bir despotmuş. Dört ay dayandım ve kapıyı çarpıp çıktım dedi. Babası iş ortaklığı da yaptığı adamdan boşanırsan baba deme bana demiş. Boşandım, sen benim evladım değilsin diye bana bağırdığı bir gece annesi de kocasına bu evlilik bitti demiş ve aynı evin içinde iki yabancı gibi yaşamaya başlamış anne babası. O günden sonra hayatı iş ve hafta sonlarında ziyaret ettiği annesi ile geçip gitmiş, babası o gelince evden çıkıyormuş hala. Erkek kardeşim iş bulamadı babamın yanında çalışıyor hala, küçük kardeşimi çok özlediğimden bazen hafta içi bile gidiyorum dedi. Babasına nefreti o kadar büyükmüş ki mahkemeye gidip annesinin soyadını almış. Ağlayacak gibiydi yüzü. Seni seviyorum dedim oldukça içten ve gerçek olarak. Kollarımdaki kadın bembeyaz teni, mavi olduğuna emin olduğum gözleri, bebek gibi tatlı yüzü ve tabii ki irice memeleri ile güzellik yarışmalarına katılacak bir fizikteydi. Buna bir de benzer kariyer yollarında ve ortak zevklerde olmamız eklenince bir erkek daha ne ister. İki hafta sonra annem ile tanıştırdım, beraberliğimizin dördüncü ayı biterken de elimde yüzük önünde diz çökmüştüm. 

Evet dediği o akşamın sabahında hala yataktaydık ve ben gün ışığında aydınlanan göğüslerine hayranlıkla bakmaya devam ediyordum. Bana bakarak uyandı. 

- Ailemden istenmeyecek miyim?

- İstemezsek gelmeyecek misin?

Şakadan yumruklar atarak üstüme atladı. Vücudumuzda kalan son sıvıları da tüketmek için bir kere daha seviştik. 

Annem ağlayarak, babam gülerek evliliğimizi kutladı. Burcu gerekli telefon görüşmelerini yaptı ve bir hafta sonra annem, Burcu ve ben şoförümün kullandığı araba ile İzmit'e doğru yola çıkmıştık.  Babası tabii ki davetli değildi bu buluşmaya. Erkek kardeşi, yıllar sonra doğan en küçük kardeş ve anne ile tanışacaktık. Arabanın içi annemin aldığı hediyelerden nefes alacak halde değildi. Babasının bu buluşmada olmamasını annemlere sağlık sebebi diye uydurmuştuk. Şehrin lüks lokantalarından birine arabamızı park ettik. Önce koşarak dört beş yaşlarında bir kız çocuğu Burcu'nun dizlerine sarıldı. Sarı kıvırcık saçları ile reklamlardaki çocuk yıldızlar gibi sevimliydi. Sonra yanımıza kadar inen erkek kardeşi ile tanıştım. Annem de yukarda terasta diyen erkek kardeşinin işareti ile ben de yukarı bakıp nazik bir el sallama işareti yaptım. Tesettürlü, ince uzun kadının, uzaktan bile olsa ince fidan gibi gövdesini, yeşil gözlerini, küçük burnunu ve parlayan cildini gören beynim tüm işlemcilerini kapadı.  Kadın da havadaki eli donmuş olarak bize baktı ve hayatımda ilk defa dizlerimin bağı çözülür gibi oldu, arabanın kenarından güç aldığımı belli etmemeye çalışarak ayakta kalmayı başardım. Kadın ise terasın kenarına tutunarak dizlerinin üstüne kayarak bayıldı. Ertesi akşam, anasına bak kızını al esprisini yaptığında kafana bardak atmıştım ya kanka o bardağın kafanı tutmamasına hala üzülüyorum.