" erkek takipçiden gelen bir hikayedir"
Oldukça erken yaşta, beklenmedik bir şekilde kaybedilen kızlık, sonra yaklaşık 10-15 civarında, çoğu duygusallıktan oldukça yoksun, kısa dönem arkadaşlıklarla mutluluğu aramak, bu arada 2 sonuçsuz nişan ve sonunda istemeden yapılan ve iyi gitmeyeceği önceden az çok belli olan bir evlilik. Kısaca böyleydi Şebnem’in bana anlattıkları. Akranlarına göre boyu biraz daha uzun ve kalçaları daha gelişmiş, ortalamanın üzerinde iriliğe sahip göğüsleri ile dikkat çekici, uzun siyah gür saçlı, oldukça güzel bir kızdı lise yıllarında.Kendisinin, “beklenmedik şekilde gelişen
bir macera” olarak adlandırdığı kızlığını kaybetme olayı, liseyi bitirdikten
sonra üniversite sınavlarına hazırlanırken dershane öğretmeninin evine
gitmesiyle başlıyordu.
Murat Bey, 40’lı yaşların başında, evli bir
öğretmen. Uzun boylu iri yapılı, önden hafif seyrelmeye başlamış kırlaşma
yolundaki saçları, yakışıklılığı, sevecenliği, tatlı dili ve hafif sert babacan
tavrıyla epey etkilediği Şebnem’in macerası; Murat Beyin eşinin sık sık
annesinin yanına memleketine gittiği günlerde, test çözdürmek üzere evine
çağırmasıyla başlıyor. Kızın 18 yaşını geçtiği günden beri öğretmeninin
hareketleri de daha cesur daha atak. Kızı evine bu nedenle çekinmeden çağırabiliyor.
Bu ilk defa evine öğrenci çağırması değil, genç kızlarla yakın arkadaşlık kurma
alışkanlığı arkadaşları çevresinde dikkat çeken ama dillendirilmeyen bir konu.
İlk gün evde test çalışmasından sonra
başlayan koyu bir sohbet, öğretmenin kültürü, tatlı dili, hoş esprileri ve
Şebnem’in de sıcakkanlılığı ile öğrenci öğretmen ilişkisi, aradaki statü ve yaş
farkına rağmen yakın arkadaşlığa dönüşüyor. Ailesinde bulamadığı sevgi ve
anlayışı, olgun bir erkeğin koruyuculuğunu öğretmeninde buluyor genç kız.
Gördüğü bu ilgiden memnun dönüyor her defasında evine. Kendine güveni de
artıyor. Lisedeyken diğer erkekleri iki gülümseme ile tavlamak kolay, ama Murat
öğretmen öyle mi? Adamın ona ilgisi varsa hem güzelliği hem zekâsındandır diye
düşünüyor. İlk günden başlayan yakınlık, ikinci buluşmada sevgi sözcükleriyle
yapılan karşılıklı iltifatlarla daha da artıyor, müzik zevkleri de ortak olduğu
anlaşılınca, müzikli sohbetlerden sonra dans etmeye kadar gidiyor ilişkileri,
sonunda romantik bir ortamda beklenen oluyor ve dudaklar bir anda birleşiyor.
Bir erkekle hayatının ilk öpüşmesini
yaşarken, kollarını adamın boynuna nasıl doladığını fark etmiyor bile, o anda
aklının değil, dişilik duygusunun yönetiminde. Deneyimli erkeğin ağzında
lokum gibi emilerek adeta eriyen etli dudaklarının verdiği ilk defa tatmakta
olduğu hazla ayakları yerden kesiliyor, heyecandan ellerini, ensesini ter
basıyor, kulakları uğulduyor. Kolları birbirlerinin boynuna sarılmış olarak,
Murat’ın dans eder gibi usulca yürüyerek kanepeye doğru yönlendirdiğini fark
ediyor ve kanepeye yanaştıklarında, kendini kanepeye bırakıveriyor, Murat ise
kanepeye, hemen yanına oturuyor. Hızla
kızın gömleğinin düğmelerini açıp kenarları dantelli beyaz saten, yumuşak sutyenini
de bir parmak darbesiyle aşağı kaydırarak, ergenliğinde hızla büyüyen ve bir
belki bir buçuk yıldır dikkat çekecek kadar gelişmiş olan göğsüne dayıyor ağzını,
Şebnem o anda ağzından çıkan hafif bir çığlığa kendisi de şaşırıyor. Öğretmenine
o kadar çok güveniyor ki başına ilk defa gelen bu cinsel yaklaşımdan
tedirginlik duymuyor. Önceden hayal bile edemediği bir şeyi yapıyor, elini
erkeğinin ensesine atıp başını göğsüne bastırıyor, bir göğsü erkeğinin ağzında
diğer göğsü ise avucunda kauçuk bir top gibi sıkıştırılmakta.
Murat, Şebnem’in bir memesini emerken ucunu
da dudaklarının arasında nazikçe sıkıştırıyor, avcundaki diğer memenin ucunu da
iki parmağının arasında hafif hafif ezip bırakıyor. Şebnem’in yaşıtlarına göre
bile daha açık renkli meme uçları daha önce hiç olmadığı kadar dik ve
sertleşmiş. Az önce dudaklarından vücuduna yayılan haz şimdi memelerinden
özellikle meme uçlarından bütün vücuduna yayılıyor. Başı geriye, vücudu ise
dışa doğru gerilmiş durumda ve ilk kez yaşamakta olduğu bu hazzın sarhoşluğunda
ne yapacağını bilemiyor. Zaten bilmesine de gerek kalmıyor, kendisini
hoşlandığı, tecrübeli, olgun güvendiği bir adamın kollarına bırakmış durumda, o
anda yeryüzünde sanki sadece ikisi arasında da tarif edilmez müthiş bir haz
alışverişi var. Gözleri kısık, gömlek ve etekliğinin adamın maharetli elleriyle
üzerinden nasıl kayıp gittiğini fark edemiyor bile, gözlerini araladığında
yanında yerde diz üstü duran, üst tarafı çıplak erkeğini görüyor. Murat eğilip
tekrar dudaklarını ağzının içine alıyor ama bu defa dudaklarının arasından
erkeğinin dilinin ağzına içeri girdiğini fark ediyor, vücudunun tepkisine
uyarak ağzını aralıyor, ağzının içinde diline ve damağına değerek kımıldayan
erkeğinin dilini hissetmek! İşte bu tarif edilmez duyguyu yaşamakta, bir yıl
kadar önce yaz tatilinde yanlarında ailelerinden kimse olmadan özgür günler
geçirdikleri Teyzesinin kızı Zühal’le oynaşırken öpüşmesinden farklı bu.
Murat kanepenin yanında diz çökmüş olarak,
Şebnem’i Fransız öpücüğü ile hazdan hazza uçururken bir eli yine kızın
göğsünde, diğer eli karnını üzerinde okşar gibi gezinerek aşağı doğru kaymaya
başlıyor. Ağzı erkeğinin ağzıyla birleşmiş olmasa duygularını sesli olarak
hafif çığlıklarla yaşamak istiyor, ancak ses olarak sadece belli belirsiz
inlemeler çıkarabiliyor. Öğretmeninin aşağıya doğru kayarak uzanan eli önce külotu
üzerinden amına geliyor, kızın çok genç olmasına rağmen amının etli ve kabarık
olmasına bir an şaşırıyor ve külotun üzerinden elinin altındaki amı avuçlayarak
sıkıyor. Külota rağmen amın su gibi olmuş ıslaklığı hissediliyor, külotun
kenarından belli belirsiz dışarı taşan uzun sayılmayacak incecik tüy irisi
kıllar Murat’ın aklını başından alıyor. Son yıllarda iyice monotonlaşan
evliliğinde ilk yıllarda bile duymadığı hazzı yaşıyor şu anda. Elini biraz geri
çekip, külotun üst tarafına gelerek elini külotun lastiğinden içeri doğru
uzatıyor. Kızın amı sırılsıklam, Murat elini, kızın geçen hafta makasla
üstlerinde biraz kısalttığı ince zayıf kıllarla kaplı amının üzerinde
gezdirerek sıkıca tekrar avuçluyor elinin altındaki etli kabarık ıslak amı ve
elini biraz daha aşağı kaydırdığında amın sularının kalçalarına doğru sızdığını
fark ediyor, sevişiyor olmasalar çiş kaçırdığını düşünecek ama hayır, Murat o kaygan
sıvıyı çok iyi tanıyor. Bu kanepede bu yaş grubunda ağırladığı ilk kişi değil karşısındaki. Aynı anda ağzını kızın memesine getirip meme ucunu ağzına alıp
emerek hafifçe dişlerini geçiriyor. Bir erkek tarafında amının avuçlanması ve
aynı anda meme ucunun hafifçe dişlenmesinin verdiği zevkle tiz bir zevk çığlık
kopuyor ağzından. Bunları başkası yapsa dur diyecek ama aklı öğretmenine teslim
olmuş halde. Sert bir erkek elinin kendi parmaklarının narin dokunuşundan daha
çok zevk veriyor. Hem bedeni hem aklı dur demek istemiyor.
Murat’ın usta elleri avuçlamayı bırakıp
parmaklarını amın dudaklarına boylu boyunca içeri doğru bastırmadan gezdiriyor,
sonra dudakların üst taraftaki çıkıntıyı buluyor, dokunduğu bızır kızın yaşına
göre oldukça iri, o çıkıntıyı iki parmağının arasına alarak üstten aşağı doğru
hafifçe sıkarak parmaklarını aşağı yukarı hareket ettiriyor. Şebnem bu hareketi
ve hazzı biraz tanıyor. Bir yıl kadar önce yaz tatilinde başlarında
ailelerinden kimse olmadan özgür günler geçirdikleri Teyzesinin kızı Zühal’in
öğrettiği şekilde zaman zaman banyoda veya gece yatarken kendisi de yapıyor ve
o çıkıntıyı okşamanın hazzı arttığını, sonunda doruk noktasına geldiğinde
titreme ile birlikte amından bütün vücuduna zevk dalgası yayıldığını biliyor.
Okuduklarından ve biraz annesinin ve daha çok da kendisinden 6 yaş büyük ve bu
konularda kurt sayılabilecek Zühal’in anlattıklarından buna orgazm dendiğini de
biliyor, ancak bu defa çok farklı. Bu haz, bira içtikleri bir akşam Zühal’le
oynaşırken bızırını okşayarak memesini de bir erkek gibi emerek yaşattığı
orgazma benzemiyor, kendi kendine oynayarak yaşadığına da hiç benzemiyor.
Elinde olmadan titriyor, kalçaları havaya inip kalkıyor, neredeyse kanepede
bütün vücudu hoplar gibi yukarı kalkıp geriliyor, başı elinde olmadan sağa sola
sallanıyor attığı çığlıkları duyamayacak kadar kulakları uğulduyor, bu sanki
yeni yetme bir kızın orgazmı değil bir erkeğin kollarında yaşadığı volkan
patlaması gibi. Şebnem, bir erkeğin elinden olan bu ilk orgazmını daha önce hiç
olmadığı kadar uzun ve şiddetli yaşıyor. Murat daha önce de benzerlerini başka
kadınlarda gördüğü halde, bunun daha uzun ve şiddetli olduğunu fark ediyor.
Sadece okşayarak boşalttığı bakirenin beyaz tenine uzun bacaklarına iri biçimli
göğüslerine iştahla bakıyor.
Şiddeti azalsa da orgazm tam olarak
bitmiyor, bacaklar hafif titremeye devam ediyorken, gözleri kapalı, ne dediği
anlaşılmadan mırıldanıyor ve elleri kolları da hafifçe titriyor. Murat kızın
başını ellerinin arasına alıp yanaklarına kulaklarına öpücükler kondurarak
kulağına “harikasın bebeğim” diye fısıldayarak sakinleştirmeye çalışıyor.
Şebnem’in titremeleri diniyor ama göğsü körük gibi inip kalkarak hızla nefes
almaya devam ediyor. Biraz sakinleşir gibi olunca yanında, yerde diz üstü duran
erkeğine bakarak, belli belirsiz gülümsüyor sadece. Kızın uzun süren şiddetli
orgazmı bitiyor ama içinde kaynamaya başlayan volkan henüz sönmemiş durumda.
Her an yeniden patlamaya hazır. Erkeğin dudakları önce küçük ama yoğun
öpücükler kondurarak göğüslerine, oradan göbeğine oradan da külotun üzerinden
amına geliyor, amın üzerinde öpücükler yalamaya dönüşürken, iki elini külotun
yan taraflarına takıp aşağı çekerken Şebnem de poposunu kaldırarak
çabuklaştırıyor külottan kurtulmayı. İlk defa bir erkekle baş başa olmasına
rağmen dişilik içgüdüleri gerekli yönlendirmeleri yapıyor.
“Hocam” diye fısıldıyor çekinerek, “korkma”
diye cevap geliyor ve sonra parmağının ucundaki am suyuyla sırılsıklam
olmuş minik külotu önce kokusunu içine çekip sonra fırlatıp kenara atıyor.
Kızın dizlerini yukarı kaldırıp bacaklarını hafif ayırarak, amının üzerine
eğilip, burnunu dudaklarını, makasla acemice kısaltılmış amın tüyleri üzerinde
gezdirerek, biraz aşağı kayarak dilini bızırın üzerine denk getirip sağlı sollu
dil darbeleri atmaya başlıyor, parmağı da amın ıslak, kaygan dudaklarının
üzerinde aşağı yukarı kayarak minik dudakları okşuyor. Bu yaşananlar çok fazla
kız için, amına değen, amı kadar ıslak bir dilin darbeleri ve bir erkeğin sıcak
nefesinin en mahrem yerinde dolaşması.
Sanki az önce yaşanan ilk orgazm bitmemiş
kısa bir mola verilmiş gibi ikinci orgazm az önce bittiği yerden tekrar
başlamak üzere, kızın nefes almaları tekrar hızlanıyor. Bızırının üzerindeki
dil darbeleri ve amının dudaklarında gezinen Murat’ın maharetli dili ve parmağı
çok kısa sürede kızı az önceki volkan patlamasını yaşadığı doruğa tekrar
ulaştırmak üzere. Bu kadar çabuk ikinci orgazmı Murat da beklemiyordu. Yoksa
aynı orgazm devam mı ediyordu kaldığı yerden? Şebnem yine ince keskin çığlıklar
atarak titriyor sarsılmaya başlıyor, Murat ise inleyerek boşalmaya başlayan kızın
amını yalamayı bırakmış, parmağını amın dudaklarından çekip titremekte olan
kızın amını olduğu gibi avuçlayıp sıkmaya başlıyor. Bu, kızın titremelerini
daha da artırıyor, elinin altında sarsılmakta olan kıza hayranlıkla bakan
Murat, “keşke bakire olmasaydı” diye aklından geçiriyor, bu arada kızın
titremeleri ve inlemeleri azalarak bitmeye yaklaşıyor.
Kızın amını sıkan elini gevşeterek
fakat amın üzerinden çekmeden, yukarı doğrularak sikini Şebnem’in memelerinin
hizasına getiriyor, Şebnem o anda ilk defa gerçek bir sik görmekte, erkeğinin
çıplak olduğunu fark ettiğinde, az önce amını yalarken pantolon ve külotunu çıkartmış
olduğunu anlıyor.
Zühal’in gösterdiği dergilerde adamların
dimdik siklerini görüp şaşkınlıkla baktığında ve kadınların sikleri ağızlarına
alıp emdiklerini gördüğünde daha da hayrete düşmüş, Zühal “Kız çok zevkli
bir olay onu ellemek, ağzına alıp ağzında hissetmek meme emer gibi emmek”
dediğinde şaşkınlığı ve merakı iyice artmıştı o zaman, şu anda ise kendisini
zevkten zevke uçuran adamın dimdik duran siki neredeyse burnunun dibinde nabız
gibi hafifçe sallanmakta. Sanki gerçeği, dergilerde gördüğünden daha büyük.
Başının renginin morluğu ve gövdesinden ayrı rengi şaşırtıcı. Bir siki yakından tanıma merakını artık
giderebilirdi. Murat, kızın karşında duran siki hayranlıkla seyrettiğini
görerek, siki ağzına almayı aklından geçirdiğini tahmin edip vücudunu kızın
yüzüne doğru yaklaştırıyor. O anda göz göze geliyorlar, sikine dikkatle
bakan kıza “tutabilirsin istersen güzelim” dediğinde Şebnem çekinerek elini sike
uzatıp önce dikkatlice tutup sonra avucundaki siki hafifçe sıkarak sertliğini
elinde hissediyor. Kendisine büyük zevkler yaşatmakta olan adamın en özel
yerini, taş gibi sert ve sıcacık sikini tutmak çok hoşuna gidiyor, değişik bir
duygu, güvendiği, hoşlandığı, kendisine zevk yaşatan bir erkeğin sikini
tutmanın heyecanlandırdığını hissediyor. Sanki kemik var içinde çok sert ama
derisi ve başı kaygan ve çok sıcak avucundaki sik.
Seviştiği, hayran olduğu bu güzel adam, hiç
çekinmeden kendisinin ıslak amını yalamış, dilini en hassas yerlerine, bızırına
sürterek onu adeta bulutların üzerine uçurmuştu, şimdi Şebnem de elinde sımsıkı
tuttuğu siki dergilerde gördüğü gibi ağzına almayı aklından geçirmekteydi, ama
bunu nasıl yapacaktı? Murat elini kızın amından çekip kanepeye dayadığı dizini
kaldırarak, ayağını kızın vücudunun diğer tarafında kanepeye koyuyor, şimdi bir
ayağı yerde diğer ayağı kanepede kızın üzerinde göğüs hizasında ayakta
dikilmekte. Kontrolü ele alıp rakibi yere sermiş edasıyla Şebnem’in üzerinde
ona yukarıdan bakmakta, siki de kızın yüzünün üzerinde sallanmaktaydı. Şebnem elini
uzatarak siki tekrar tutu.
Murat biraz daha öne doğru uzandığında,
kızın başı hizasındaki siki ağzına almak için dudaklarını aralaması yeterliydi,
önce ıslak dudakların arasına başı dokunan sik, Murat’ın ufak bir kalça
hareketiyle dudaklarının arasından kayarak ağzının içine girdi. Ağzında
hissettiği sikin, elinde tutarken olduğundan daha sıcak olduğunu fark etti,
ağzının içini dolduran sertliğin verdiği haz, Zühal’in tarif ettiğinden çok
daha güzeldi, Murat kızın ağzına girdiğinde sikinin başının bademciklerini
kadar girip kızı rahatsız etmemesi için sikin bir kısmı dışarıda kalacak
şekilde daha fazla ileri gitmeden kızın ağzına girip çıkmaya başladı, Bir şey
söyleyip altındaki ceylanı ürkütmek de istemiyordu, yoksa aklından “dişine dikkat
dilini biraz daha kullan” demek geçiyordu.
Şebnem gözlerini yukarı kaldırdığında, göz
göze geliyorlar, ikisi de birbirlerinin gözlerinde hazzı ve mutluluğu görüyor o
an, kızın ağzı dolu olmasaydı Murat onun dudaklarındaki gülümsemeyi de fark
edecekti ama sadece gözlerindeki, gülümsemesini görebildi. Şebnem, ağzında
hafifçe ileri geri hareket eden siki emerken, Zühal’le daha önce, birlikte
mastürbasyon yaptıklarında, Zühal’in aynı anda bir eliyle kendi bızırıyla diğer
eliyle de Şebnem’in bızırıyla oynarken “kız ellerin boş durmasın kendi
memelerini avuçla, uçlarını da sık” dediğini hatırladı, ellerini uzatıp meme
uçlarını sıkmaya başladı, " Murat keşke arkaya doğru da uzanabilseydi de amını
avuçlasaydı, bu şekilde bir kez daha zevkli olurdu” diye aklından geçirdi. O
sırada Murat’ın kalça hareketleriyle ağzında ileri geri girip çıkan sik ve
Murat’ın nefes alışları gittikçe hızlanmaya başlamıştı. Yukarı doğru gözlerini
çevirdiğinde erkeğinin gözlerinin kısıldığını, yüzünün tuhaf bir şekilde hafif
yamulduğunu fark etti, hızlı nefes alışlarıyla beraber hafif inlemeleri duyuluyordu.
İşte hayran olduğu, kendisinden güçlü bir erkeği mutlu ediyordu.
Kendini güçlü bir kadın gibi hissediyor o
an. Şebnem, ağzındaki sikin kasıldığını fark ettiği anda, Murat sikini kızın
ağzından aniden çeker çekmez inleyerek kızın dipdiri göğüslerine doğru
boşalmaya başlıyor. Adamın sikinden hızla dolu dolu fışkıran iri uzun
damlalar kızın göğsüne çarpmaya başladığında, ilk hissettiği şey göğsüne yağan
sıvının sıcaklığı oluyor, o anda sanki Murat’ın sikinden kızın göğsüne meni
değil sıcak zevk taneleri fışkırmakta, erkeğinin sevişmeden aldığı zevki,
göğsüne çarpan meninin sıcaklığını hissederek paylaştığını düşünmekteydi
Şebnem. Merak ve heyecanla sikin göğsüne fışkırmasını izledi, damlanın biri
çenesine gelmişti, çenesindeki damlanın aşağı doğru kaydını hissetti. Murat,
boşalması biterken sikini sıvazlayarak ucuna gelen son damlayı da sikinin ucunu
kızın çenesine sürerek bıraktı. Nefes nefese kalmıştı, hayatının en zevkli
seksini yaptığını düşündü o an ve kanepedeki ayağını indirip yere koyarak
eğilip kızın dudaklarına bir öpücük kondurup, “harikasın” diye fısıldadı.
Şebnem, yanında ayakta duran adamın az önceki sertliğini kaybetmiş ama halen
diri duran sikine hayranlıkla dalgın dalgın bakarken Murat’ın “kağıt havlu
getireyim, göğsünü silelim” demesiyle bir an göğsündeki artık yavaş yavaş
kanepeye kaymaya başlayan menileri hatırladı “Hayır dursun, onlar ortak
zevkimizin hatırası, evden çıkana kadar silmeyeceğim” dedi. Bugün aldığı ders
en iyisi idi. Meni, neredeyse yanan bir mumdan akan damlalar kadar sıcak ve
kokusu genzini yakacak kadar yoğun bir şeydi.
Murat kızın böyle bir olaya alışık olmadığını anlamış, tekrar seks yapana kadar çırılçıplak dolaşmak istememişti, beline bir banyo havlusu sarıp “Filtre kahve var, kahve mi içersin soğuk bir şey mi” diye sordu. “Kahve olsun, varsa sütlü lütfen” cevabından sonra, mutfağa geçip kendisine soğuk bir bira ve kıza da sütle hazırladığı kahvesini getirdiğinde kızın halen uzanmakta olduğunu ancak kanepenin üzerinde bulunan örtüyü altından çekip amını örtecek şekilde bacaklarının arasına aldığını gördü, göğsündeki ıslaklık duruyordu. Kızın başucuna bir sehpa çekip elindekileri bıraktı, sonra yan koltuklardaki iki minderi alıp kızın başının altına koydu, sonra da az önce amını yalarken zeminde diz üstü durduğu yere de bir minder çelip yere, kızın yanı başına oturdu. Birasından yudum alırken göz göze geldiler, kız hafifçe gülümsüyordu, bu defa kızın gülümsemesini sadece gözlerinde değil, az önceki gibi dolu olmayan dudaklarında da gördü. Bir erkekle ilk sevişmesinin hazzının verdiği mutluluk gülümsemesi olduğunu düşündü, dolu bir sevişme olmuştu, bunu kolay kolay unutmayacak diye içinden geçirdi. Kız arkasındaki yastıklara dayanarak iki eliyle tuttuğu kupadan kahvesini içerken gözleri dalmış, kahveye bakıyordu, ikisi de susmuştu, ama gergin değil dingin bir suskunluktu, kahve bitene kadar konuşmadılar, kızın kahvesi biterken Murat’ın eli kızın bacaklarının arasında, örtünün altına doğru kaymaktaydı. Şu andaki birliktelik fırsatı sonuna kadar değerlendirmek, az önce birlikte paylaşarak yaşadıkları hazzı birlikte tekrar yaşamak istiyordu. Eli kızın, halen ıslak olan amındaydı. Oturduğu yerden kalkıp kızın yuvarlak kalçalarını kavrayarak olduğu yerde çevirdi, o esnada beline sardığı havlu kaymış, başı yukarı doğru bakar vaziyette dimdik, taş gibi siki ortaya çıkmıştı. Karısı ile olsaydı böyle bir performansı düşünemezdi bile ama 18 yaşındaki taş bebek gibi ve son derece arzulu halleriyle kız onu bu hale getirmişti. Şebnem şimdi kaykılarak kanepenin kenarına, ayakları yere basarak oturmuş vaziyetteydi, Murat diz üstü durduğu yerde kızın bir bacağını kaldırıp bacaklarının arasına girdi ve sonrasında kızın iki bacağını da ayırarak havaya kaldırdı.
Karşısında çok küçük sayılamayacak ıslak
dudakları açılmış ince tüylü tazecik ama bakınca, bu güne kadar gördüğü en
güzel şey olduğunu düşündü ve yüzünü, ağzı amın dudaklarına denk gelecek
şekilde karşısında duran ama yapıştırdı. Bu defa bızıra dil darbeleri
yerine onu dudaklarının arasına alarak bir emzik gibi emme başladı. Bu ani
saldırı ile yerinde zıpladı ve sonra derin inliyor kız. Murat’ın eli yine ıslak
am dudakları üzerinde geziniyordu, kızın amından gelen sular erkeğinin
salyalarına karışarak aşağı doğru akmaktaydı, Şebnem’in kalçalarının arası ve
minik göt deliğini sırılsıklam olmuştu. Murat amın dudakları üzerinde
başparmağını gezdirmeye devam ederken orta parmağını göt deliğinin üzerine
getirdi, salya ve am sularıyla iyice kayganlaşmış olan deliğe orta parmağıyla
masaj yapar gibi ovalamaya başladı, kız kendinden geçmiş bir şekilde gözlerini
kapatmış bütün kontrolü kendini teslim ettiği erkeğine bırakmıştı. Murat’ın
parmağı arka deliğe değdiğinde birden yaşamakta olduğu hazzın yoğunlaştığını
hissetti, Zühal arkadan da zevk alındığından bahsetmişti, hatta yaptıkları
kaçamakların bazılarında parmağını Şebnem’in arkasına biraz soktuğunda da
hoşlanmıştı ama bu defa bambaşkaydı hissettiği haz. Zaten hoşlandığı adamın
dudakları arasında emzik gibi emilen bızırı kızı bulutların üzerine çıkartmaya
yetmişti, üstelik bunun yanı sıra bir memesi erkeğinin avucunda, arka deliği de
erkeğinin marifetli parmağının masajı altındayken içerisinde bulunduğu zevk
deryasında aklı başından gitmek üzereydi.
Murat kızın iyice kıvama geldiğini
gördüğünde arka deliğe masaj yapmakta olduğu parmağını yavaşça deliğin içine
kaydırmaya başladı, akan am suyuyla ve erkeğin salyalarıyla fazlasıyla
kayganlaşmış ve içinde bulunduğu büyük hazdan dolayı gevşemiş olan göt
kaslarından dolayı parmak rahatça içeri kaydı, orta parmak dibine kadar kızın
arkasına gömülmüştü, Bir an bekledi ve kızın titremelerini, kesik kesik nefes
alışını dinledi ve sonra parmağı çıkartmadan içeride tutarak kımıldatmaya
başladı, kızın vücudu buna kalçalarını aşağı yukarı oynatarak sanki daha fazla
gömülmesini sağlamak istiyor gibi tepki veriyordu.
Kızın yaklaşmakta olan orgazmını fark
edince arkadaki parmağı sokup çıkartmaya, kızı, parmağını sıkıca saran götünden
sikmeye başladı, Şebnem’in içindeki volkan patlamak üzereydi, arkasındaki
parmak gidip geldikçe erkeğinin elinin hareketlerine uyarak kalçalarını
oynatıyordu, erkeğinin dilinden de bızırına, oradan bütün vücuduna bir zevk
dalgası yayılmaktaydı. O arada arkasından gelen zevk dalgasının arttığını fark
etti ama nedenini anlayamamıştı, nedeni önemli de değildi zaten, şu anda aldığı
zevke ve ulaşmak üzere olduğu volkan patlamasına odaklanmıştı o nedenle
arkasına girip çıkan parmağın artık iki tane olduğunu fark edemedi, erkeğinin
kendisini kaç parmakla götünden siktiğini değil, aldığı zevkin artığını hissetti.
Çığlık atmaya başladı, bacakları ve bütün vücudu titriyordu başı arkaya
kıvrılmış, kesik kesik çığlıklar atıyordu, amından akan sular bacaklarından
kalçalarından her yere yayılıyordu, halen bızırıyla dili ve dudaklarıyla
oynamakta olan adamın başını itekledi, dayanamıyordu, nefesi kesiliyordu,
günün en şiddetli orgazmını yaşıyordu. Titremeleri devam ederken Murat başını
amından geri çekti, parmaklarını da sokup çıkartmayı durdurmuş, arka deliğine
gömülü duran iki parmağını alttan yukarı doğru kımıldatarak kızın amına içerden
göt tarafından titreşimler yolluyordu. Parmaklarını böyle sıkan bir götün
içinde sikinin alacağı zevkten başka şey düşünemez olmuştu. İstemeyerek de olsa
parmaklarını geri çekti. Kızın titremesi uzun sürdü, götündeki parmakların
amına doğru alttan yaptığı titreşimler orgazmının sona ermesine izin
vermiyordu, aynı orgazm devam mı ediyordu yoksa biri biterken yenisi mi
başlıyordu? Bunu ne kendisi anlayabildi, ne de Murat.
Uzun süren şiddetli orgazmdan sonra
sakinleşmesi de epey sürdü, yorulmuştu, Murat kızın durumunu anladı ve
bacaklarını yan çevirip kanepeye uzanmasını sağladı, üzerine de kanepenin
örtüsünü örttü. 5 dakika sonra gözlerini açtığında karşısında dimdik siki ile
ayakta kendisini izleyen erkeğini gördü, tüm yorgunluğuna rağmen içindeki
volkan halen için için kaynıyordu, kanepede doğrularak oturdu ve önünde taş
gibi dimdik duran sike uzanarak eliyle siki ağzı hizasına eğerek ağzını uzattı,
taş gibi sikin başı dudaklarının arasından kayarak neredeyse bademciklerine
kadar dayanacaktı bu defa. Murat da az önce kıza yaşattığı müthiş volkan
patlamasında, kendisi de zevkten boşalmanın eşiğine gelmişti, o heyecanla kız
sikini ağzına alınca elini kızın ensesine koyarak kalçalarını ileri doğru
hareket ettirince sikin başı ve gövdesi kızın ağzında kaybolmuştu sanki.
Bir an kızın nefesi kesilir gibi oldu, gözleri kocaman açılmıştı, Murat
heyecandan durumun farkında değildi, sikini sanki bademciklerden arasında aşağı
kaydıracakmış gibi kızın ensesinden çekip biraz daha bastırınca Şebnem elinde
olmadan ağzını açıp nefes almaya çalıştı gözlerinden yaş gelmişti. Durumu
fark edip geri çekilince kız rahat bir nefes alıp ağzındaki siki kaldığı yerden
emmeye başladı, Murat şimdi daha dikkati bir şekilde yine eli kızın ensesinde
ağzına girip çıkmaya başladı, gelmek üzereyken “seni ağzından sikmek büyük
zevk” dedi kısık bir sesle, kızın duymadığını fark edemedi, kızın ağzına
boşalmak üzereydi. kız da kendini kaptırmış ağzındaki siki zevkle mırıltılar
çıkarak emiyordu, bir an kasıldığını hissetti ağzındaki sikin, sonra kasılmalar
devam ederken arka arkaya ağzına hızla kaygan, sıcak sıvı dolmaya başladı,
yutmak aklına gelmemişti o an, ancak ağzında biriken sıvıyı tutamaz olup
dudaklarının kenarından salyası ile birlikte sızmaya başladığında farkına
varmadan yutkundu ve ağzındakileri de yutmuş oldu, emmeye devam etti, aralıklı
kasılmalarla sıvı az da olsa halen geliyordu, bir iki kez daha yutkunarak
ağzındakilerin hepsini yutmuş oldu. Halen ağzında duran sik yine sertti ama az
önceki taş gibi sertliğinin olmadığını fark etti, sertliği gittikçe azalıyordu
sanki. Bacaklarında güç kalmayan adam sikini kızın ağzından çıkartıp baş tarafını sıkarak içindeki son
minik beyaz damlayı da çıkarttı ve kızın dudağına sıyırarak bıraktı. Kızın şaşkın
bakışından ne yapması gerektiğini bilemediğini fark edince eliyle damlayı dudağın
üzerinden içeri doğru itekledi, Şebnem anlamıştı son zevk damlasını da kaçırmaması
gerektiğini, yine gülümseyerek erkeğine baktı.
Murat eğilerek kızın çenesinden tutarak yukarı çevirdi başını ve dudaklarını ağzına alıp emerek öpmeye
başladı. İkisinin de başını döndüren bu öpüşmeden sonra Murat kendisine ve kıza
kahve hazırlamak için mutfağa yöneldiğinde Şebnem kanepeye uzandı, ağzındaki
ekşi hafif acımsı tadı anlamaya çalışıyordu, hoşuna gitmişti, Zühal ilk
defasında hoşuna gitmeyebilir demişti ama öyle olmadı, ilk defa tattığı meninin
tadı garipti ama tekrar denemekten kaçınacak kadar kötü hiç değildi. Kuzeninin
cesaretlendirmeleri aklından çıkmıyordu, “erkekler ağzına boşaldığında hem çok
zevk alırlar hem de ne kadar orospu olduğunu göstermiş olursa onlara” demişti.
Kanepede yan yana çıplak oturup kahvelerini
içerken konuşmadılar sayılır, Murat “İyisin değil mi? Üzerine bir şey ister
misin üşüme” deyince kız “yok yok gayet iyiyim sağ ol” diye cevap verdi. Şebnem
yaklaşık 3-4 saat gibi kısa sürede arka arkaya çok şey yaşamanın verdiği kafa
karışıklığı içerisinde ama mutlulukla dalgın dalgın kahvesini içti, karmaşık duygular
yaşıyordu, içindeki duyguların en ağır basanın “kendini mutlu hissetmek”
olduğuna karar verdi. Murat’a âşık olduğunu düşündü, aşk dedikleri bu haz mıydı
sadece? Adam hem evli hem yaklaşık 20 yaş büyük, hem de öğretmeniydi, nasıl
sürecekti bu ilişki? İçinden “boş ver, her şey bir şekilde yoluna girer şimdi
bunları düşünme” dedi ve banyoya girmeden giyinmeye başladı külotu halen
kurumamıştı.
“Ne zaman görüşürüz, yani dershanenin
dışında” diye sormayı düşündü ama cesaret edemedi, artık giyinmişlerdi ve
“Murat Bey” artık yine öğretmeniydi ama gerek de kalmadı sormasına.
Ayakkabısını ayağına geçirirken Murat “yarın ve sonraki gün dershaneden sonra
özel dersim var, ondan sonraki gün aynı saatte gelebilirsen evde olacağım, test
kitabı ve defterlerini de getir ama gelirken” diye bir öğretmen cevabı verdi.
Çıkması için kapıyı açmadan önce yanağına bir öpücük kondurdu ve kız çıkıp
merdivenlerden inmeye başlarken, az önce zevk çığlıklarının, inlemelerin
doldurduğu salon sessizliğe bürünmüştü.
güzel ama biz senin öykülerini özledik
YanıtlaSil