22 Mart 2022

AYŞE'NİN YENİ HAYATI 1. BÖLÜM



 —- uzun yıllar önce yazdığı bir seri değiştirilip kendi isteği dışında yayıldığı için yazmaya küsen bir kadın takipçinin hikayesi. bu yüzden yayınlama izni için çok uğraştım. kıymetini bilin ki başka anılar da yazsın. ama sen daha genç değil miydin diye soracak olan geri zekalılar için tekrar ön açıklama: benden büyük bir kadın takipçinin gönderdiklerinden oluşan bir ortak yapımdır.—-

Hep babasını suçlamıştı yaşadığı mutsuz evlilik ve tek düze hayat için. Haksız da sayılmazdı. Ortaokuldan sonra maddi sorunları olmamasına rağmen kız çocuk okumaz diye okutmamış, hiç fikrini sormadan zenginler ve babası ile ortaklık yapıyorlar diye, hayatında ilk defa istemeye geldiklerinde gördüğü bir adamla evlendirmişti kızını. 17 yaşında genç, güzel ve bakire olarak 34 yaşında bir adamın karısı oluvermişti. 18′inde anne idi. Daha çocuğu ile birlikte büyür hayatı öğrenirken 22′sine geldiğinde bir çocuk daha. Gençliğini çocukluğunu yaşayamadan evden çıkmaya zaman bulamayan iki çocuklu bir ev kadını oluvermişti. Oysa hep üniversite okumayı ve aşk romanları yazan bir kadın olmayı hayal ederdi. Kocası ise onun bu duygusallığından uzak klasik bir taşra zengini idi. Sözde muhafazakar bir adam. Kadın evin hizmetçisi, haftada bir bazen iki kere sikeceği bir delik. Hiç bir ortak özellikleri olmayan bu herif ile tek paylaştıkları yer yatakları idi. Taze güzel vücudu üstüne tırmanan, sevgiden uzak kendi işini görmeyi temel öncelik alan bir herif. Yine de çoğu evlilikten iyiydi cinsel hayatları, kocası yaş farkına rağmen karısını ne zaman altına alsa güzel sikerdi kadını. Her defasında olmasa bile sevişmeleri uzun sürdüğünde kadının da orgazmı tattığı anlar olurdu. 

Çocuklar büyüyüp evden uçunca önce ev işleri azaldı. Sonra babasından kalan mirasın geliri ile kendi zevkine göre harcayacağı parası olmuştu. Zamanını da bol bol romanlar okuyarak gezerek geçiriyordu. Tam rahatladım dediği 40′lı yaşlara geldiğinde ise kocasının pili teklemeye başlamıştı. Son bir iki yıl gerçekten zevk almaya başlamıştı tam da seksten. Yatağa dertsiz kafasından sorun olmadan girince sekse tam olarak odaklanıyordu. Bir de kocası yaşlandıkça evdeki ve yataktaki tahakkümü azalmış o da yatakta kocasına isteklerini söyleme cesareti gösterebilmeye başlamış okuduğu romanlardaki gibi güçlü bir kadın olmaya başlamıştı. Sevişirken o yönlendiriyordu artık kocasını. 43 yaşında ise dul kalmıştı. Doğrusu dul kalmış gibi olmuştu. Kocasının şekeriydi kalbiydi derken seks hayatları bir iki yıl kör topal gitmiş, 45 yaşına geldiğinde ise tamamen bitmişti. Birbirinden ayrı karakterde iki insanın iki ortak noktası çocukları ve seksti. İkincisi çoktan hayatlarından çıkmıştı. Çocukları da evlendirince kocası mağaza ve kahve arasında yaşamaya gece uyumaya eve gelmeye başladı, o da ilk sene sadece yazları sonrasında ise neredeyse on ay babasından kalan yazlıkta yaşamaya başladı. On günde bir filan kocası daha çok yazları da iki kızı damatlar ile gelir giderdi. Yazları ev dolu kışları ise neredeyse tamamen yalnızdı bu evde. 

Sabah güneşi yeni doğarken kalkmış kahvaltıyı hazırlarken bu sabah geri dönecek küçük kızı ve damadının sevişme sesleri hafif hafif üst kattan aşağıya doğru iniyordu. Rahat rahat sevişsinler diye tesettür mayosunu giydi ve denize indi. Sabahın serin suları bile duyduğu sesler ile kabaran içindeki isteği bastıramamıştı. 48 yaşını bitirmek üzereydi ve haftada üç gün yaptığı uzun yürüyüşlere ek, aylık yoğun güzellik bakımları ve binlerce lira harcadığı kremler ile orta boy göğüsleri hala sarkmamış karnı hala düzdü. Kocanız ne şanslı adam demişti en son incelme mesajı yaptırdığı kız, cildiniz benimkinden genç ve canlı duruyor diye övgüler yağdırmıştı. Kocanın bir faydası mı var diyememişti kıza. İçinde özellikle sabahları kabaran duyguları daha önceleri hayatında hiç yapmadığı ve 45′inden sonra başladığı mastürbasyonlar ile bastırmaya çalışmıştı. Her iki kızı da yazlığa gelip kocaları ile odalarına çekildiğinde uyuyor gibi odasına geçer ama yazlığın ince duvarlarından eve yayılan yatak gıcırtılarını ve inleme seslerini dinlerdi. Sonra hayaller kurar kendisini komşuların kocalarına, ünlü aktörlere, sahilde gördüğü önü kabarık tanımadığı erkeklere siktirdiğini düşünürdü. Bu küçük sahil kasabasında gerçekleşmesi mümkün olmayan hayaller, evli barklı erkekler veya gençler onun gibi yarı kapalı orta yaşın sonlarındaki bir kadına neden baksın ki. Kızlarının uzaktan duyulan iniltileri altında sırılsıklam olmuş kadınlığına giren parmakların her gün mayolu gördüğü o erkeklerin sikleri olduğunu hayal ederdi. Bazen akşamları çay bahçesinden otururken onunla konuşmak isteyen çevreden tanıdık erkekler olur, normal bir muhabbetten bile laf çıkar diye eve kaçar, sonra o erkekler hakkında hayaller kurardı. 

- Kız görmeden gidiyorsun yine. Kafasını çevirdi. İki yıl önce buraya taşınmış deli Nilay’dı laf atan. Bir ay burada kalan sonrasında Almanya’ya çocuklarının yanına giden bir dul. Daha yeni tanıştıkları zamanlarda bile kocasızlığa dayanamıyorum kız bir an önce birini bulacağım demişti. Sen de nasıl evlisin koca var ama hiç gördüğümüz yok, ben yataktan çıkarmazdım senin gibi güzel karım olsa diye gülerdi. 50 yaşında koca kalçalı, koca göğüslü, kısa boylu sıradan bir kadın. Üç yıl önce kocasını kaybetmiş, ayda bir farklı bir erkek ile buluşur, bununla kesin evleneceğim derdi. Genelde de bulduğu tipler para avcısı tipler çıkar aman olsun yatakta iyiydi ama veya küçüktü aleti sevmedim diye çekinmeden anlatırdı. Bunları dinler sonra evine gittiğinde, o erkeklerin altında kendinin olduğunu düşünür bacakları arasına aldığı yastıklara sürtünür veya parmakları ile işini görürdü. Bir süredir daha düzgün tipli bir adam yanında idi. 

- Bak tanıştırayım Korhan, o da Almanya’dan. Haftaya evleniyoruz. 

- Tebrikler çok sevindim

- Akşama veda yemeği var sen de geliyorsun, yedi sekiz kişiyiz zaten.

Biraz ırın kırın etti ama Deli Nilay’a laf anlatmak mümkün mü? Alkollü olurdu yemekleri ve komşular ile bir iki tanesine katılmış ama kendisi içmediğinden çok sıkılıp erken kalkmıştı hep. Küçük kızı ve damadı yolcu ettikten sonra evden pek çıkmadı. Yaz bitmişti ve kışın da kalan bir iki ev dışında mahalle sessizliğe bürünürdü bu zamanlarda. Akşam yemeği için yeni aldığı güzel bir kıyafeti seçti. Ayna karşısında kocasının zoruyla taktığı türban yerine son yıllarda takmaya başladığı yarım başörtüsünü düzeltirken dizlerinin altında biten ince elbiseden belli olan ince belinden, hala hafif geriye çıkık duran kalçalarından gurur duydu. Gelinden rol çalan görümce gibiyim diye düşündü. Hava hala ılık diye açık ayakkabılarından birini seçti. Ojelerini yeni tazelemişti. Evden çıkmadan mutfaktaki banyodaki çöp poşetlerini büyük çöpe döktü. Kızının banyosundaki çöpün en dibine sıkıştırılmış içi sarımsı beyaz döller dolu prezervatifler düştü poşetin içine. Üç tane hepsinin içi de dolu dolu. Sabah hissettiği sıcaklık tekrar kadınlığını yokladı. Çok özlemişti içine döllerini sıcak sıcak akıtan sert bir siki, kocasının son yıllarda içine sokmayı beceremediği gibi yumuşamış bir sik değildi özlediği. Sikin değerini en iyi anlayacağı ama siksiz kaldığı yıllar hızlıca geçiyordu. 

Biraz da bilinçli olarak geç katıldığı yemeğin gürültüsü Nilay’ların bahçeye girmeden duyuluyordu. Bahçede pek samimi olmadığı uzaktan komşu bir kadın dışında tanıdığı kimse yoktu. Hepsi Nilay’ın ve damadın yakınları. Komşu kadının yanına oturdu, kendi dışındaki herkesin rakı içtiği masada bir yarım saat muhabbetlere katılıp kaçmayı planlıyordu. Komşu kadın da kaybolunca ayrılmak için Nilay’ın yanına gitti. 

- Dur kız pasta kesilsin gidersin, lafı üzerine kaldı mecburen. Yaşlı bir kadın ve orta yaşlı bir adamın yanına oturdu. Tanıştılar. Birini damadın seksen yaşındaki zor duyan annesi ve diğeri damadın erkek kardeşi. Pasta kesilirken herkesin önüne de şampanyalar konuldu. Alkış kıyamet koparken damadın kardeşi Orhan ile de ilk konuşması başlamış oldu. Orhan kadehi eline uzattığında 

- İçmiyorum sağol dedi. Orhan’ın halinden ise çok içmiş olduğu belli idi.

- Elinizde dursun Nilay’ın dilinden kurtulamazsın. Güldü haklı idi adam. 

Herkes kadehi dipledikten sonra yeni gelin ve damat yanlarına geldi.

- Güzel komşun içmedi abla dedi Orhan.

- Aaa bir yudum al kız hatırım için söz kimseye söylemem. O kadar tutturdu ki hem damat hem de sarhoş gelin, istemeye istemeye bir yudum aldı şampanyadan. Hayatında ilk defa duyduğu bu tat ne korktuğu kadar acı ne de yakıcı idi. Köpüklü, tatlı ve canlandırıcı. Nilay uzaklaşınca kadehin kalanını da içti. Orhan kadehini tazeleyip anlatmaya başladı. O da Almanya’da yaşıyormuş, bekarmış, abisi ile birlikte araba alıp satıyormuş. Gelen başka bir kadın ile muhabbetleri bölündü biraz. 

- Annemin bakıcısı diye açıkladı.

Yaşlı kadını tekerlekli sandalye ile eve götürürken masada dört kişi kaldıklarını fark etti. Damadın kız kardeşi, kocası, Orhan ve kendisi. Gelin ile damat ortadan kaybolmuştu.

- Bizimkiler gerdeğe girdiler galiba diye kız kardeşi güldü 

- Yüzüncü kere diye kocası devam etti, hep beraber güldüler. Kırmızı şarap vardı şimdi kadehlerde. Otuz yıldır sohbet edebileceği bir erkek olmamıştı hiç çevresinde ve şimdi kendini ik erkeğin yönettiği bu güzel sohbete kaptırmıştı. Kırmızı şarap sanki biraz daha ekşi idi ama güzel bir meyve tadı vardı boğazından süzülen. Orhan iyice dibine sokulmuş konuşuyordu, Ayşe de dilinin çözüldüğünün uzun zamandır ilk defa kendini anlattığının farkında değildi. Yaşlı kocasının genelde şehirde, kendisinin hep ise burada yalnız yaşadığından niye bahsetmişti ki bu adama. Orhan’ın her esprisine gülerken gözleri adamın yeşil gözlerine daha uzun uzun bakıyordu. 

- Gözlerimiz aynı renk ama seninkiler kadar güzel değil benimkiler. Sadece gözlerin değil uzun süredir gördüğüm en güzel kadınsın. Yarın gidiyor olmamız ne kötü, seni daha çok tanımak isterdim. Bu cümleleri adam bir kere de olmasa bile her lafın arasına başarı ile sıkıştırmıştı. Hepsini de gülerek ve adama daha uzun bakarak karşılamıştı. En sonra ne zaman çok güzel olduğunu söylemişti bir erkek, belki yirmi yıl önce kocası. 

Her sağol deyişinde biraz daha kızarıyordu sanki. Yakışıklı sayılabilecek kendisi ile yaşıt ağzı laf yapan bir adamdı Orhan. Şişenin dibinde kalanları paylaştırırken üşüdüğünü ve masada başkasının kalmadığını fark etti. Üşüdüğünü söylediğinde kadehler biter bitmez kalkmayı ve evine bırakmayı teklif etti adam. Ayağa kalktığında başı döndü, hayatında ilk defa sarhoştu ve topuklu ayakkabılar ile ayakta durmakta zorlanıyordu. Orhan masalardan birindeki masa örtüsünü aldı, silkeledi Ayşe’nin omzuna örttü ve dengesini sağlamasına yardım etmek istermiş gibi omzundan sarıldı kadına. 

Kocası dışında ilk defa ve daha yeni tanıdığı bir erkek omzuna sarılmıştı. Daha güzel olanı bir erkek ilk defa onu korumak, ısıtmak ve yardım etmek için sarılmıştı. Bu şekilde sahil kasabasının bomboş sokaklarında sessizce yürüdüler. Hep hayalini kurduğu erkek Orhan olabilir mi diye düşündü. Nasılsa yarın da Almanya’ya gidecekmiş. Ne olursa olsun kocasını aldatmak bu kadar kolay mıydı? Kaba idi düşüncesizdi ama otuz yılı geride bırakmışken ne bir büyük kavgaları ne bir ayıbı olmuştu adamcağızın. Öte yandan evlilik mi kalmıştı aralarında. Dört beş yıldır yataklar ayrı, artık evler bile ayrı. Orhan’ın eli ise bir süredir omzundan çok göğsünü alttan kavramış iyice kendine çekmişti kadını ve bu durumdan ikisi de rahatsız değildi. Ne güzeldi yıllar sonra bir erkeğin elinin göğsünü kavraması. Önce tek bir evde ışığın yanmadığı sokağa saptılar sonra evini işaret etti Ayşe, konuşmuyorlardı ikisi de. Bahçe kapısını açıp Ayşe’ye yol verdi Orhan. Omzunu şal gibi saran masa örtüsünü adama uzattı. Bir an tekrar bakıştılar karanlıkta. 

Orhan belinden tutup dudaklarına eğildiğinde dudaklarını aralamıştı bile. Sakin sakin tadını çıkararak öpüştüler. Bir çift el beline oradan kalçasına indiğinde zorlukla ayrıldı adamdan. Çok istiyordu adamı ama artık iyice incelmiş olan sadakat duvarını yıkmaktan da hala korkuyordu. 

- İyi geceler iyi yolculuklar. 

Arkasını dönüp teras kapısının kilidini çevirdi ve sürmeli kapıyı kolaylıkla açtı. Bu kadar kolay açılmazdı bu büyük kanatlı kapı. Kapıyı açmasına yardım eden Orhan’ın ellerinin yardımı olmasa. 

- Gidene kadar uyumak istemiyorum, gidene kadar kollarımda olmanı istiyorum. diye fısıldadı adam. 

Bu sefer dudakları buluştuğunda Orhan az önceki gibi sakin değildi. Elleri elbise üzerinden vücudunu keşfetti güzel kadının. Ayşe de iki eli ile adamın boynunu tutmuş dudaklarının bir santim ayrılmasına izin vermiyordu sanki. Adamın  elbise omzundaki kopça ve fermuarı bulup ikisini de açması çok zamanını almadı. Kadını öpmeye ve elbisesini omzundan indirmeye çalışırken yakındaki kanepeye takılıp oturmuş ve kadını kucağına almıştı bile. Elbisenin baştan çıkartılacağını anlayıp kadının dudaklarından istemeden ayrıldı ve elbiseyi Ayşe’nin de yardımı ile çıkartıp attı. Kadın sanki ondan daha hızlıca soyunmak istiyordu. Karşısındaki kadının ellisine merdiven dayadığına ilk gördüğü anda bile inanamamıştı şimdi ise siktiği çoğu 30 yaşındaki kadından güzel bir vücuda hayranlık ile bakıyordu. Küçük bir sahil kasabasındaki sıkıcı bir aile toplantısının böyle biteceğini hayal bile edemezdi. Müstakbel baldızına Ayşe’yi gösterip ne güzelmiş komşun dediğinde, aman tutucu karı başında koca yok kimseye de merhaba demediğini görmedim demesi ümidini kırmıştı oysa. Yine de kapalı mayodan belli olan ince hatlarına uzun uzun bakmıştı. 

Kadına tekrar saldırmadan kendi gömleğinden de kurtuldu. Acelesi olan daha çok kucağındaki afetti. Sakinliğini kaybetmiş erkeğin dudaklarına büyük bir özlem ve hızla saldırıyor arada nefessiz kalıyordu. İnce belinde yıllar sonra dolaşan ve tenini okşayan erkek elleri bile kendini teslim etmesine yetmişti kadının. Erkek vücudundaki her yeri özlemişti. Orhan kadının teninin bu kadar yumuşak ve pürüzsüz olmasına şaşarken şiddetli öpüşmeleri sırasında açılan saçlar kucağındaki kadının güzelliğini artırmıştı. Sarı hafif dalgalı saçlar omuzlarına dökülmüşken durdu ve kucağındaki güzelliğe baktı bir an. Kadın üzerindeki ince atleti atarken o da kemerini pantolonun düğmelerini açtı acele ile. Sessizliği Orhan bozdu.

- Yatağa gidelim mi?

Kendinden beklemediği bir güven içindeydi kadın, erkeğin elinden tuttu ve alt kattaki yatak odasına götürdü. Bu yatağı aldığından beri kocası ile değil sevişmek, sadece bir kere ev misafir doluyken beraber uyumuşlardı sadece. Yine dudak dudağa yatağa devrildiklerinde Orhan’ın ağırlığı altındaydı. Ne güzel erkeğin ağırlığını hatırlamak ne güzel şimdiden sertleşmiş sikinin baskısını hissetmek diye düşündü kadın. Bir an önce sikilmek bir an önce erkeği içine almak istiyordu erkek ise hayal edemeyeceği kadar güzel olgun taşra güzelini tadını çıkara çıkara sikmek istiyordu. Altındaki kadının erkek hasretinden habersizdi ama dudaklarından boynuna indiğinde bile altındaki kadının kıvranmalarının, kesik inlemelerinin artması onun da azgınlığını artırmıştı. Sutyen üzerinden göğüslerine dokunması çevresinin öpülmesi bile kadının farklı nefes alıp vermesine sebep olmuştu. Geceyi kadını fazla ürkütmeden sürdürmek istemişti ama bilmediği altındaki kadının şu an erkek hasreti ile tutuşuyor olduğu idi. Alkol de yangına benzin dökmüştü. Kadın bir an önce sikilmek istediğinden çamaşırını kendi kendine aşağıya doğru indirmiş, Orhan yardım edip çamaşırından kurtulunca da üstünde sadece sutyeni ile kalmıştı. Ayşe yıllardır bastırdığı hormonları ile yönetiliyordu artık. Bacaklarını kıvırmış, erkeğin boynuna ellerini sarmış ve içine girmesini dört gözle beklediği yarağa hazır hale gelmişti. Adam da kadının sikilmek için kıvranmasına kaptırmıştı kendini. Orhan’ın siki amına değince içine alacağı sike baktı. Kocasınınki gibi orta boy güzel bir sikti ama farklı olarak bu sik dimdik duruyordu amının girişinde. Adam eli ile girişi kontrol etti şaşkınlıkla konuştu. 

- Islanmışsın bile

Bu yaşlarda bir kadın ile geçen sene sevişmiş ve kadının krem dışında ıslanabildiğini görmemişti. Daha doğru düzgün ön sevişme yapmadan kadının bedenini keşfetmeden alev alev yanan vücudu ve kıvranmaları Orhan’ı da patlayacak kadar sertleştirmişti. Sert sik kolaylıkla yolunu buldu. İki vücut birbirine yapıştığında bir sikin bu kadar sert ve sıcak olduğunu neredeyse unuttuğunu düşündü Ayşe. 

- Dur biraz dedi 

Nefes almadığını fark etti, derin bir soluk ile rahatladı. Islaktı ama kuru bir sik yıllar sonra içine yerleşince yine de nefesini kesmişti. Özlediği siki kendine sunan adamın sözlerini duymuyordu bile alkolden, yaşadığı yasak seksin heyecanından ve en önemlisi yıllar sonra kavuştuğu sikin verdiği zevkten. Kulakları uğulduyordu. Yıllar sonra kavuştuğu amındaki doluluk saatlerce kalsın istiyordu. 

- Genç kız gibisin ıslak, dar. 

Orhan ön sevişmeyi uzun tutmayı sonra hızlanarak sert sert sikmeyi seven bir adamdı. Altında kıvranan bu güzellik ise sike hasret gibi kıvranıyor ve bir an önce hızlanmasını ister gibi kalçalarını yukarı kaldırarak sikinden ayrılmıyordu. Orhan yavaş yavaş hareketlendiğinde kadın daha hızlanmasını ister gibi ellerini omzuna sarmaya ve erkeği kendine çekmeye çalışıyordu. İnce beli, ince vücudu, iki ayva kıvamındaki göğüsleri ve güzel büyük yeşil gözleri ile izlediği pornolardaki yıldızlar gibiydi. Pornodaki karılardan farkı bir an için gördüğü biçimli ve sikini saran amıydı kadının. O kapalı kıyafetin altından ne cevher çıkmıştı. Kadının istediğini hemen verdi. İnce bacaklarını omzuna alıp 1.60 lık minyon vücudu katlayarak sertçe sikmeye başladı. Sutyeni çekiştirerek orta boy göğüslerini ortaya çıkardı. Tam bir avuçluk yaşına göre dik göğüsleri de arada kavrayarak hızlandı. Yumuşak ama dolgunluğunu kaybetmemiş göğüsler, uçları bembeyaz teninde daha dikkat çeken bir koyulukta ve eline batacak kadar sertleşmiş. İki sene evvel iki yıldır kocasız kalan bir dulu sikmişti. O kadın otuz beşindeydi ve kadının sevişmenin başlarında erkenden bağırarak boşalması şaşırtmıştı. Bu kadın da 48′inde olmasına rağmen yeni başlayan sevişmelerinde sessizce inlemeye ve yana düşen kolları ile çarşafı çekiştirmeye başlamıştı bile. Bu görüntü daha da hızlanmasına daha da hızlanması kadının daha derin inlemesine neden oldu. Orta boy normal bir siki vardı Orhan’ın. Bu yaştaki bir kadının amının sikini sararak sıkmasını beklemiyordu hiç. Bacakları omuzundan indirdi ve kadının küçük vücudunu iki elini omuzlarına bastırıp yatağa yapıştırarak sertçe sikmeye başladı. Kadının sesi arttıkça sikini daha hızlıca sokmaya başladı. 

İçindeki sikin hala sert ve hala yavaşlamadan girip çıkması, sert başın amının dibine çarpınca vücudunun gerilmesi, yıllardır göğüslerini avuçlayan ilk erkek eli gözlerini yaşartmaya yetmişti. Kendi kendini boşaltmaya başladığı zamanlarda göğüs uçlarını iki parmak arasında ezdiğinde zevkinin katlandığını öğrenmişti. Adam da hem hızlanarak sikiyor hem de avuçladığı göğüslerini bıraktığında iki parmağı ile göğüs uçlarını sıkıyordu. Sanki adamı yatağa atan o değilmiş gibi çığlık çığlık boşalmaktan utanarak dudaklarını ısırıyor ve nefesini zor tutarak inliyordu. Adam omuzlarından yatağa bastırıp amının derinliklerine acımasız bir hızla vurmaya başlayınca ise kendini tamamen teslim etti. Sesini inlemesini serbest bıraktı. Ne güçlü idi elleri, küçük omuzlarını kavramış altında eziyordu. Amının her noktasının kasıldığı anlarda içinde böyle sert bir sik olmayalı on yılı geçmiştir diye düşündü. Kocasının sönmeye başlayan sikini içinde tutmaya çalışırken yakalamaya çalıştığı orgazmlar gibi değildi yaşadığı. Orgazm titremeleri sürerken adamın hızı amını geren sertliği azalmamıştı. Çarşafı çekiştirdiğini fark etti, beli kendi kontrolünden olmadan yukarı kalktı, boynu terlerdi orgazm olurken ve ter değil alevler akıyordu sanki boynundan. 

- Dur biraz dedi zorlukla 

Altındaki kadının güzelliğine kendini o kadar kaptırmıştı ki, kadının kızaran gözlerini yarı açılan ağzını şimdi fark etti Orhan. Siki içinde bekledi. Altında inim inim kıvranan bir kadın olduğunu arkadaşlarına anlatsa inanmazlardı ama kelimenin gerçek anlamı ile ince beli kıvranan göğüsleri titreyen bir kadın vardı altında. Sikini saran kasılmalar azalana kadar kadının yarı açık ağzında dilini gezdirdi dudaklarını emdi. 

- Çok güzel bir kadınsın. 

Yatağa girdiklerinden beri aklında olanı görmek için kadının içinden çıktı, Ayşe’nin ince bedenini kolaylıkla ters çevirip kalçalarını öptü. Kadının geriye hafif çıkık ve otuzlu yaşlarda görünen biçimli götünü alttan kavrayıp havalandırdı. Ayşe de erkeğin ne istediğini anlayıp dizlerini kırarak dört ayak pozisyonu aldı.  Bir kadını sikmeyi en sevdiği pozisyondu Orhan’ın. Kadının kendini tam teslim ettiği ve erkeğini beklediği bir pozisyondu onun için. Az evvel incelediği dudakları hafif dışarı çıkmış biraz aralanmış ıslak deliğe girerken bu sefer ikisinin ağzından da uzun bir of sesi çıktı. Omuzlarına yayılan sarı saçlar, düz pürüzsüz bir sırt, şimdi ellerini gezdirdiği sert bir popo. Kontrol etmek için iki eli ile kalçaları dışa doğru okşarken küçük sikilmemiş gibi duran göt deliğini de gördü. Şimdi sırası değil diye düşündü. Sikini saran sıcak ve ıslak amcıktan çok mutlu idi. 

Kalçalarının sertçe okşanması içine giren sikin yavaştan başlayıp bir süredir hızını kesmeden sikmesi tekrar kontrolden çıkardı Ayşe’yi. Kocası da çok severdi bu pozisyonu. Güzel götlüm diye inler göğüslerini avuçladığı yavaş git gellerden sonra üzerine abanarak yatağa yığılırdı. Kocasının altında ezilirken darlaşan amına akan sıcak döller ve kocasının amında kıpırdayan sikinin yardımı ile o da boşalırdı. Arkasında hızla girip çıkan erkeğin temposunda boşalmaya yaklaştığını gösteren bir değişiklik yoktu. Sadece kalçalarını sertçe avuçladığında götün çok güzel sözleri ile kocası ile aynı tepkileri veriyordu. Kesinlikle daha iyi bir sikiciydi bu adam. Hızlandığında et çarpma sesleri odayı kaplıyordu. Arada sikinin açısı ve temposunu değiştiriyor iki eli ile beline sarılıyor, biraz daha havalandırıyor parmakları önden bızırını bulmaya çalışıyordu. Değişen giriş açısı aldığı zevki artırıyordu. Adamın elinin bızırını bulduğu anda da elektrik çarpmış gibi bir anda geldi ikinci orgazmı. Bir süre karnındaki titremeye boynundaki yanmaya dayandı. Dizlerinde güç kalmayınca ise yatağa yığıldı. Bu pozisyonda  Orhan da üzerine abanınca daralan amcığı kasılmalar ve titremelere daha şiddetli cevap verdi. Ayşe ertesi gün nasıl boşaldığını sadece güzel bir rüya ve vücudundaki tatlı yorgunluk ile hatırlayacaktı. Orhan ise sikini sağmaya çalışan bir am ve odanın duvarlarında yankılanan bir orgazm çığlığı ile. Alkol boşalmasını hep geciktirirdi ama dayanacak hali kalmamıştı. Dar amcıkta bekledi bir süre 

- Boşalabilir miyim? 

- İçime olmaz.

Aslında o küçük burna, biçimli dudaklarına boşalmak vardı da. Onun da sırası gelir diyerek kadının içinden çıktı. Küçük kalçalarının arasındaki am suyu ve ter ıslaklığına sürterek gitti geldi bir kaç kere. Sonra dölleri kadının sırtına ve kıçına doğru aktı. Eğilip hareketsiz yatan kadının sırtını öptü. 

- Yıllardır senin kadar güzeli ile birlikte olmamıştım diye fısıldadı. Cevap olarak sadece bir hıçkırık sesi duydu. Kadını kendine çevirdiğinde gözlerinden süzülen yaşları gördü. Sarılıp kadının başını göğsüne koydu ve üzerlerine yere kaymış yatak örtüsünü çekti. 

Ayşe ise fırtınalı bir ruh hali içindeydi. İkinci orgazmı ummadığı bir anda vücudunu teslim almış, gözlerini yaşartmış ve nerede olduğunu bile unutturmuştu. Şimdiye kadar yaşadığı tüm orgazmlardan daha sarhoş edici bir zevkti. Adam içinden çıkıp kalçalarına sürterek döllerini üstünde boşalttğında ise mutluluk göz yaşlarına üzüntü eklenmişti. Hem mutluluk hem pişmanlık. Bir erkeğin vücuduna akan sıcak döllerini özlemişti ama o an aynı zamanda kocasını aldattığı anın mührü gibi olmuştu. Bunları düşünürken saçlarını okşayan erkeğin göğsünden ve sıcaklığından da ayrılmak istemiyordu. Sakince konuşmaya ve kendine övgüler düzen erkeğin yüzüne bakmadan suçluymuş kendini aklıyormuş gibi anlatmaya başladı. Sevgisiz ama sorunsuz evliliğini, kocasının son beş yıldaki durumunu ve yıllardır yıkmamaya çalıştığı sadakatinin azala azala sona ermesinin bu geceye denk gelmesini. 

Orhan ne şanslıyım diye düşünüyordu. Salak abisinin çirkin yaygaracı bir kadın ile Almanya’da başka karı yok gibi evlenmeye karar vermesine hep karşı çıkmıştı. Hatta kız arkadaşı Türkiye’ye gelmek istemeyince Berlin’deki nikaha katılırım diye az daha gelmeyecekti bile buraya. Sabah sahilde sonrasında düğün yemeğinde görür görmez Ayşe’nin güzelliğine hayran kalmıştı ama ikinci kadehi kadına içirirken bile bu başörtülü evli kadın ile en fazla biraz oynaşırım diye düşünmüştü. Evine yürürken elini kaza gibi göğüslerine kaydırdığında tepki almadığında ise sikmeyi kafaya koymuş kadını iyice kendine çekip göğsünü kavrayarak sarılmıştı. Ama ne olursa olsun bu kadar güzel ve sikilmek için can atan bir kadın beklemiyordu. Türkiye’ye bir daha gelmesi için hiç bir sebep yoktu ama bu kadını da tadına iyice doymadan bırakmak istemiyordu. Neredeyse yarım saattir durmadan konuşan kadının başını kendine çevirdi. 

- Yaşadıklarım rüya gibiydi. Yarın uçakta hiç uyuyamayacağım. 

- Nilay’ın haberi olmasın ama.

- Kesinlikle olmayacak, zaten onlar da şu an meşgüldür. 

Güldüler ve yeniden öpüşmeye başladılar. Adam alttaydı bu sefer ve kalkmaya başlamış siki bacaklarına sürtünüyordu Ayşe’nin. Kocası ile en son ne zaman bir gecede iki kere sevişmişlerdi? Hatırlamadığı kadar uzak yıllar önce. Orhan’ın elleri küçük kalçalarına yapışmıştı bile. 

- Genç kız gibi her yerin hele amcığın doyamadım. Kocası pek konuşmazdı sevişirken. Bu adam ise dokunduğu her yerine övgüler yağdırıyordu. Hele amcık demesi hem utandırıyor hem de amcığının daha da aralanmasına neden oluyordu sanki.

- Her gece koynumda olabilsen her gece sikerim.  Altına aldı kadını ve bir kere daha seyretti. Dağılmış sarı saçlarını, büyük yeşil gözlerini, orta boy uçları dikilmiş yuvarlak göğüsleri, çevresinde belki bir belki iki haftalık kısa kıllar duran amcığı, ince düzgün bacaklarını. Acele etmeden göğüs uçlarının tadına baktı. İnlemelerde anlamıştı, göğüs uçlarının ezilmesini seviyordu kadın. O da hem dili hem parmakları ile ezdi göğüs uçlarını. İlkinde karının yarak hasreti yüzünden amının tadını bakamamıştım doya doya sikeyim kaltağı diye düşündü. Göbeğinden amına doğru inerken durdurmaya çalıştı kadın. 

- Bakımsız biraz, yapma 

Hayatından seks çıktı çıkalı ve kocasının zoruyla tesettür mayosu veya tek parça yüzücü mayosu üstüne tenis eteği ile denize girdiğinden kaymak gibi yapmıyordu amının çevresini ve on gün on beş günde bir temizliyordu kıllarını. 

- Ben böyle severim, amcığını daha güzel gösteriyor. 

Zaten karşı çıkması da cılız bir yalandı. Kocası amını daha sık yalamaya sikini kaldırmakta zorluk çektiği dönemlerde başlamış ve Ayşe başlarda pek hoşlanmasa da bir iki deneme sonrası kocasının dil darbeleri ile ilk oral seks orgazmına ulaşmıştı. Bunda kocasının deneye deneye ustalaşması yanında, kocası bacaklarının arasında dilini çalıştırırken gözlerini kapayıp her gün seyrettiği yerli dizilerdeki orta yaşlı bir aktörü düşlemesinin de etkisi olmuştu. Kocası ne zaman amını yalasa gözlerini kapar kendini o aktöre sonralarında ise çevrede gördüğü yakışıklı erkeklere teslim ederdi. Orhan ona farklı gelen bir şey yapıp amının çevresini biraz öptükten sonra hafif yan çevirip yanına uzandı. Bir bacağını kaldırıp dudaklarını kadının am dudakları ile buluşturdu. Gözlerinin önündeki sik dikilmişti ve damarları şişmiş onu bekliyordu. Orhan da manzaradan memnun idi. Bu olgun ama ince kadının, yeterince sikildiği belli ama dağılmamış amcığı hafif dışına çıkmış pembe dudakları ile onu bekliyordu. Neredeyse aynı anda dilleri am ve sik ile buluştu. 

İlk derin inleyen Ayşe oldu. Bu adam kocası gibi değildi. Dilini nereye değdireceğini parmağını ne zaman içine sokacağını ve dili ile bızırı üstünde nasıl gezineceğini çok iyi biliyordu. Hele tatlı amcığın, sikerek dağıtacağım birazdan gibi sözleri duydukça, amcığını adamın suratına daha çok yapıştırmak istiyordu. Sevişme sırasında sık sık söndüğü için ağzına alıp canlandırmaya çalıştığı kocasının siki gibi değildi emdiği sik. Baş kısmını ve gövdesinin bir kısmını ağzına sokmuş elleri ile de sertliğine ve sıcaklığına hayran olarak emiyordu. Arada çıkartıp dili ile siki keşfediyordu. Taşakları kocası gibi sarkmamış, başı ve gövdesi düz, ağzını sert sert siken bir sik. Orhan’ın dili amının dibinden bızırına kadar gezerken gözlerini kapadı. Bu sefer gözünün önüne o aktör değil geçen sene dersler online olunca ders anlatmaya yazlığa gelen kırklı yaşların başındaki üniversite hocası geldi. Uzun boylu yakışıklı kirli sakallı bir adamdı ve arada gidip gelen bir kadın da dikkat çekici güzellikteydi. Yaz boyu gözükmemişlerdi. Orhan dudakları arasına almayı başardığı bızırın ufaklığına şaşarak ufak nazik dil darbeleri ile üstünde geziniyordu. Kadının saçlarından oldukça koyu am kılları tükürük ve am sularından yapışmıştı. Dudakları ile kılları çekiştirdi, iyice açılan amcığın derinlerini dili ile keşfetti. Onlarca amcık yalamıştı ve kadınların sikini ağzından çıkartıp inlemelerini artırmasının ve başını amcığından ayırmaya çalışmak için çırpınmasınn anlamını biliyordu. Durmadan devam etti. İki ince bacak boynuna dolandı ve sıkıştırdı. Yüksek sesle yeter yapma yapma diye bağıran kadının tatlı ekşi sularını nefesi kesilene kadar emdi, içti. Yıllardır yarak görmemiş bir kadını sikmek ve tatlı am sularını emmek bir bakireyi siker gibi azdırmıştı Orhan’ı. 

Adam amından ayrıldığında bile karnı titremeye devam ediyordu Ayşe’nin. 30 yılı aşkın süredir bir seks hayatı vardı ama ilk defa amının her bir noktasını eksiksiz hissediyordu. Görmese bile iki dudağı da yana sarkmış sonuna kadar açılmış içinden sular damlayan bir am. Şimdi üzerine doğru gelen hiç inmemiş siki bekleyen bir am. Orhan’ın gördüğü manzara da bundan farklı değildi. Kadının bacaklarını katlayıp iki yana açması ile sikinin yarıya kadar gömülmesi bir oldu. Derin bir oh çekti Ayşe İçine hızlı hızlı giren çıkan adamın şehvet dolu yüzüne baktı. Elleri adamın göğsünde gezindi. Amının sularını adamın ağzına bırakması, bızırının dili altında ezilirken yaşadığı şimşekler sonrası tüm kaleleri tuz buz olmuştu. Durmadan sikmesini istiyordu adamın. Bacakları ile adamı sarmaya çalıştı. Adam da yardım edip elleri ile kadının ince bacaklarını beline sardırdı. Şimdi birbirlerine yapışmışlardı ve kadının küçük ince gövdesi adamın bel hareketleri ile uyumlu inip kalkıyordu. İnce bacaklarını sık sık kaydığından adam altındaki güzelliği yan çevirip tek bacağını havaya kaldırdı ve açık bekleyen ama yine hızlıca girdi. Güzel kadınları sikmek için en sevdiği pozisyon buydu. Bir elinin altında tek avuçluk güzel bir göğüs, ışıltısı her saniye artan yeşil büyük gözler, yarı açık bir ağızdan çıkan zor nefes. Bir kadının görmek sıkmak istediği her şeyi gözünün önündeydi. 

Orhan’ın ağırlığı altında ezile ezile sikilmekten nefessiz kalmıştı. Şimdi başladıkları bu pozisyonda sertliği hiç azalmamış sik yine hızlıca ama içindeki hassas bir noktayı her defasında oynatarak giriyordu. Dimdik giriyordu sik içine ve iki çocuk döllenen rahmini dövüyordu sanki. Adamın yeşil gözlerinin içine bakıyor sadece nefesini düzenli tutmaya çalışıyordu. Güçlü eller göğüs ucunu sıktıkça biraz acı biraz zevk ile daha derin nefes alıp veriyordu. Daimi bir zevk havuzundaydı artık, orgazm titremesi miydi karnındaki yoksa. Ağzının içi dudakları kurumuştu. Gözleri yine yaşardığında sıkı sıkı kapadı, içinde döl istiyordu, sıcak yakıcı. Üniversite hocasının önünde diz çökerek sakallarını amına sürttüğü bir görüntü geldi gözüne, nedense koyu renk uzun bir sik canlandı gözünde.  Amındaki kasılmalar sancıya dönüştü, boynu yukarı kalkarak kasılırken, dakikalardır içindeki adama çık diyebildi sadece. 

Orhan altında kıvranan kadına hayranlıkla baktı. Daha da güzelleşmişti sanki. Sikini dibine vurdukça göğüsleri sallanıyor, beli sağa sola kıvranıyordu. Hele o hep yarı açık dudaklar. Bir sikim daha olsa aynı anda onları da sikmek isterdim diye aklından geçirdi. Bir yandan da bir kadını bu şekilde kıvrana kıvrana boşaltmanın erkeklik gururunu yaşıyordu. Sikini kopartır gibi sıkan amdan kadının iteklemesi ve çık diye yalvarırca seslenmesi ile istemeyerek çıktı. Siki karanlık sayılacak odada ıslaklıktan parlıyordu. Kadının üstüne doğru eğilip bir eli ile sikini tutturdu. Sırılsıklam ıslak kaygan siki tutan küçük yumuşak elin hareketlenmesi ile şimdi de kadının elini siker gibi kalçalarını oynatıyordu. Gözleri hala kapalı idi Ayşe’nin ve aldığı hızlı nefeslerden güzel göğüsleri inip kalkıyordu. Elindeki sıcak kaygan sertlik ile oynamaya devam etti. Gözlerini araladığında gördüğü mor başı, boynunu biraz kaldırıp ağzına davet etti. Özlediği kendi am tadını iyice emerek temizledi. Şimdi sadece erkeklik kokusu ve tadı dilinde idi. Yavaşça diline gelen sıvılar patlayacak bir sikin ön habercisi damlalardı. Siki yavaşça ağzından çıkardığında çenesi ve boynundan aşağıya lav gibi döl damlaları süzüldü. Sikin içinde bir şey kalmayana kadar elinde oymamaya devam etti. 

Savaştan çıkmış iki beden yatakta çapraz yattılar ve  tavana bakarak uzandılar bir süre. İkisi de sırayla temizlenip yatağa girip birbirlerine sarıldıklarında günün ilk ışıkları doğmaya başlamıştı bile. Orhan kulağına her erkeği çıldırtacak bir güzelliği olduğunu fısıldarken, Ayşe bu gerçeği kendi kendine ilk defa kabul ediyordu. Bu güzelliği ile istediği her erkeği elde edebilirdi gerçekten ve bu gece yaşadığı zevki istediği zaman istediği yerde yaşayabilirdi. Orhan’ın altında tattığı orgazmlar babasının, kocasının onu hapsettiği ve güvensizliğe ittiği çemberi kırmasını sağlamıştı. Balayı günlerinden sonra ilk defa çırılçıplak olarak bir erkeğin kollarında uykuya daldı. Orhan’ın acele ile giyinme gürültüsüne gözünü açtı, uçak saati geliyor beni bekliyorlar derken, dudakları adamın dudakları arasında uzadı ve Orhan’ın hayatına girdiği gibi hızlıca odasından çıkmasına baktı. Bitkin vücudu tekrar uykuya teslim oldu.

2 yorum:

  1. kesin başkalarınada vermiştir bu karı onlarıda yazsın

    YanıtlaSil
  2. olur öküz. talimatını iletiriz

    YanıtlaSil

sadece geliştirici öneriler. REKLAM, HAKARET, DÜŞÜK ZEKA GÖSTERGESİ mesajlar silinecektir